Anevrizma, eski Yunancadan gelen bir deyimdir ve genişleme anlamına gelir. Günlük dilimize balonlaşma olarak da çevrilebilir. Bir damarda değişik sebeplerle tıpkı bir araç iç lastiğinin balonlaşması gibi balonlaşmalar görülebilir. Bu tür durumlarda balonlaşan bölgede damar duvarı incelir ve ani bir tansiyon yükselmesi durumunda buralardan damarın yırtılma riski artar. Bu risk, oluşan balonlaşma büyüdükçe daha da artar. Ayrıca bu bölgenin içerisinde akan kan da girdap yapacağından, balonlaşan bölge içerisinde kan pıhtıları da oluşur. Damar iç duvarında oluşan pıhtılar daha sonra zamanla uç kısımlardaki damarlara giderek onları tıkayabilir. Bu damarların besledikleri organlarda hastalıklara sebep olabilir. 

Ayrıca bir de yalancı anevrizma (false anevrizma) hastalığı vardır. Bu, herhangi bir nedenle atardamar bütünlüğünün bozulması, yani yaralanması neticesinde damar içerisinden çıkan kanın çevrede oluşan bir doku keseciği içerisinde hapis olması durumudur. Yaralanan kısım çok büyük değilse, bir süre kanadıktan sonra kendi kendine kanama durursa bu şekilde bir hastalık gelişebilir. Eskiden daha çok ateşli silah ya da delici-kesici Alet yaralanmaları sonrasında görülürdü. Ancak günümüzde daha çok anjio sonrası kasık bölgesinde gelişen kitleler şeklinde karşımıza çıkmaktadır (Şekil 1). 

Anevrizmalar, vücudumuzda atardamarların bulunduğu her yerde olabilir. Ancak bu bahiste biz daha sık görülmeleri nedeniyle daha çok alt ekstremite (bacak ve uyluk) bölgesi anevrizmalarından bahsedeceğiz. Kafatası içerisinde ve beyinde olan anevrizmalar, başka bir alana (beyin-sinir cerrahisi) girdiğinden, onlardan bahsetmeyeceğiz.

Gerçek anevrizmaların çoğunda kesin bir neden söylemek zordur. Anevrizma öncesindeki damara çevre dokuların yaptığı baskılar, damar duvarını oluşturan bağ dokusunun o bölgede doğuştan zayıf olması, kol ve bacakların eklem yerlerinden sürekli katlanmaları, o bölgedeki damarda hastalık gelişmesine neden olabilir.

Yalancı (false) anevrizmalarda ise, sebep çoğu kez geçirilmiş yaralanmalar ve son yıllarda da kasık ve kol bölgesinden yapılan anjiolardır. Mekanizması yukarıda anlatılmıştır.   

Toplumda yıllık her 100.000 kişide 7-8 civarında görülür. Erkeklerde kadınlara göre daha sıktır. Yaşlılarda daha sık görülürler.

BELİRTİLERİ

Anevrizmalı damar bölgeleri genellikle kasık, diz çukuru gibi eklem bölgeleridir. Gerçek anevrizmalar daha çok diz çukurunda, yalancı anevrizmalar ise anjiografi işlem bölgesi olması dolayısı ile kasık bölgesinde daha sık gelişir. Bu bölgeler aynı zamanda atardamarların cilt altında seyrettiği, elle hissedilebilecekleri bölgelerdir. Buralarda elle hafifçe bastırmakla nabızla birlikte atma gösteren kitle hissedilir. Nadiren anevrizma içinden kalkan küçük pıhtıların Ayak parmaklarının kılcal damarlarını tıkaması neticesinde ayak parmak uçlarında morarma ve yaralar da olabilir.  Ayrıca çevre dokulara baskı yapması neticesinde toplardamar tıkanmalarına bağlı bacak şişmeleri, sinir liflerine baskı sonucunda nöralji tarzında ağrılar da görülebilir.

Muayenede doktor neler bulabilir?

Yukarıda da belirttiğim gibi söz konusu bölgelerin elle muayenesi ile atan bir kitle tarzında anevrizma hissedilebilir . Bazen bu bölgenin dinleme aleti (steteskop) ile dinlenmesi ile akan kanın girdaplaşması sonucunda normalde duyulmayan üfürümler de duyulabilir.

Ne tür tetkikler yaptırmak gerekir?

Şüphelenildiği zaman o bölgenin doppler-ultrason (damar ultrasonu) ile değerlendirilmesi çoğu kez yeterlidir. Anjiografi ya da tomografi gibi ileri tahliller nadiren gerekir.

TEDAVİ 

Küçük boyutlu ve damar tıkanıklığı yapmayan anevrizmalarda herhangi bir girişim yapmaya gerek yoktur. Varsa yüksek tansiyon tedavi edilerek, belirli aralıklarla takip edilmelidir. Bacak bölgesindeki gerçek anevrizmalarda eğer çap 2,5 cm yi geçmişse Ameliyat edilmelidir. Onun dışında takipler esnasında büyüme gösteren, damar tıkanması ve çevre dokulara baskı ile rahatsızlık yaratan ve yırtılan anevrizmalar da ameliyat edilmelidir. Ameliyatta anevrizmalı bölge çıkarılarak, onun yerine hastanın kendi bacağından alınan bir toplardamar (safen ven) parçası ya da suni damar konulur.

Yalancı anevrizmaların ise hemen tümünde ameliyat tavsiye edilir. Bunların ameliyatı daha basittir. Çoğu kez o bölge uyuşturularak (bayıltmadan) kasık bölgesindeki yırtık olan damar bölgesi tamir edilir.

Ameliyat ve sonrasındaki seyir nasıldır, ameliyat riskli midir?

Her iki tipteki anevrizmaların da ameliyat riski oldukça düşüktür. Hastalar ameliyat sonrasında normal hayatlarına devam edebilirler.

HAZIRLAYAN; Doç.Dr. Osman Tansel DARÇIN

KAYNAKLAR:Rutherford RB, Cronenwett JL, Gloviczki P, Johnston KW, Kempczinski RF, Krupski WC. Rutherford Vascular Surgery. fifth ed. WB Saunders Co, Philedelphia, 2000. Ascher E, Hollier LH, Strandness DE, Towne JB. Haimovici’s Vascular Surgery. fifth ed. Blackwell Co, Ann Arbor, MI, 2004.  

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.