DNA Molekülü çevresel faktörlerin etkisiyle kendini korumak için intihar eder. Çok sayıda hücrenin ölmesi erken yaşlanmaya neden olur. Yaşlanmak kadın, erkek hepimizin ortak korkusu. Yaşlanmayı durdurmak elimizde değil ama yaşlanma etkilerini geciktirmek mümkün…DNA Onarım Bilimi konusunda dünya çapında tanınmış bir bilim adamı olan “Geleceğin Cilt Bakımı Devrimi’ adlı kitabı da kaleme alan Dr. Daniel B. Yarosh, “hasar oluşturan UV ışınlarına karşı insan vücudunun iki ana savunma mekanizması vardır. Bu savunma mekanizmasının birinci cephesi melanindir. Bu Madde zararlı UV ışınlarını yansıtarak veya emerek, bu ışınların hücre çekirdeğindeki DNA’ya hasar vermesini önler. İkinci savunma cephesi ise bu ışınların ulaşıp, hasar oluşturduğu DNA sarmalındaki hasarlı kısımların çıkartılmasıdır. Yaşamımız boyunca DNA hasarı giderek birikir ve endojen DNA onarım mekanizması da yaşam boyu bunu onarmaya çalışır. Yaşlandıkça, ciltteki DNA onarım mekanizması da giderek zayıflar ve azalır’diyor.

DNA onarımı nedir?DNA onarımını anlatmadan önce DNA’nın tam olarak ne demek olduğunu bilmemiz gerekiyor. DNA, bütün hücresel organizmalarda mevcut olan, hücrenin bütün yaşam fonksiyonlarında rol oynayan dev bir moleküldür. DNA Molekülünde yer alan her bir gen insan vücudundaki bir özelliği kontrol eder. Vücut şekli, saç, göz rengi, organların fonksiyon ve işbölümü, kalıtım hep bu genlerin kontrolü altındadır.Hasar görmüş olan DNA, çok aşamalı DNA onarım mekanizmasını harekete geçiren karmaşık bir cevap sistemini tetikler. DNA onarımı, her biri ayrı ayrı genler tarafından kodlanmış 20 kadar enzimin görev yapmasına bağlıdır. Bu genlerde oluşan değişiklikler, onarım mekanizmasını tümüyle ortadan kaldırmasa bile, bu mekanizmanın çalışmasını olumsuz yönde etkiler.Hasar onarılmazsaDNA onarım genlerinde görülen genetik farklar, bazı insanların vücudunda, diğerlerine nazaran daha fazla DNA onarım kapasitesi olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan DNA onarım kapasitesi düşük kimseler ise Cilt Kanserine diğerlerinden daha yatkındır. DNA hasarının onarılamaması çok ciddi sorunlar yaratır. İlk birkaç Dakika içinde hücre bölünmeyi durdurur ve onarım işlemini başlatan bir iç alarm sinyali oluşturur. Birkaç Saat sonunda hücre kendi hasarını değerlendirir ve, eğer bu hasar onarılamayacak kadar ciddiyse, apoptosis denilen bir mekanizma ile kendi kendine bir intihar mesajı gönderir ve kanserli bir hücreye dönüşme potansiyelini bertaraf etmek için kendini ölüme mahkum eder.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.