Kalp hastalıklarının kadınlarda daha ölümcül seyrettiği belirtildi. Uzmanlar, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kardiyovasküler hastalıkların ölüm nedenleri arasında ilk sırayı aldığına dikkat çekti.ABD’de yapılan bir ankette kadınların, ‘Kendiniz için Sağlıkta en büyük risk faktörü olarak neyi görüyorsunuz?’ sorusuna verdiği cevaplarda meme kanserinin birinci, rahim ve genital organ kanserlerinin ikinci, kalp damar hastalıklarının da üçüncü sırada yer aldığını hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Zor, yaklaşık olarak her 30 kadından birisinin meme kanseri nedeniyle 2,5 kadından birisinin de kalp damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladı.Amerikan istatistiklerine göre her yıl yaklaşık 500 bin kadının kalp krizi geçirdiğinin ve 250 bin kadının koroner arter hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiğinin belirlendiğini ifade eden Zor, “Türk Kardiyoloji Derneği’nin verilerine göre koroner hastalığı nedeniyle ölümler 45-75 yaş arasında erkeklerde binde 8, kadınlarda binde 4,3 oranında gerçekleşiyor.Kardiyovasküler hastalıklara bağlı mortalite son 20 yıldır erkeklerde azalırken, benzer gelişme kadınlarda görülmüyor. Koroner arter hastalığı semptomları kadınlarda erkeklere oranla 10 yıl gecikmeli olarak özellikle menopozdan 5-6 yıl sonra görülmeye başlıyor. Erkeklerde ise daha erken, 40’lı yaşlardan itibaren görülüyor.’ şeklinde konuştu.En sık kullanılan yöntemlerden biri olan egzersiz testinde hastanın efor kapasitesinin, egzersize olan tansiyon cevabının görebildiğini kaydeden Zor, “Standart egzersiz testinin kadınlarda koroner arter hastalığı açısından duyarlılığının ve özgüllüğünün daha düşük olduğu biliniyor. Bugüne kadar yapılmış birçok çalışma kadınlarda yüksek yalancı pozitiflik oranı ortaya koyuyor.Bir kadın hasta Pozitif efor testi ile direkt anjiyografiye gönderildiği zaman bu hastanın koroner arterlerinin normal çıkma olasılığı, erkeklere göre çok daha yüksek. Bunun önemli nedenleri arasında 70 yaşın altındaki kadınlarda koroner arter hastalığı yaygınlığının düşük olması, kadınlara özel otonomik değişiklikler ve Hormonların EKG üzerindeki etkileri sayılabilir.’ diye konuştu.Kadınların anjiyo olma olasılıklarının erkeklere göre daha düşük olduğuna dikkat çeken Zor, anjiyografiye yönlendirilen kadınların, genelde hastalığın ileri evrelerinde bulunduklarını, çünkü kadınların genel olarak geç dönemde hekime başvurduğunu söyledi.Kadınlarda bypass, stent gibi işlemlerden sonra ağrıların devam edebildiğini aktaran Zor, “İlaç almalarını gerektiren göğüs ağrıları, Ameliyat başarılı geçse de devam edebiliyor. Bu durum, damar yapısının iyi olmadığı ve koroner kan akım rezervinin düşük olduğu durumlarda görülebiliyor. Koroner akımı bozan nedenler arasında ileri yaş, Hipertansiyon ve diyabet yer alıyor.’ dedi.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.