BEYİN ZARININ İYİ HUYLU TÜMÖRLERİMeninks adı verilen ve beyni saran zarlardan kaynaklanan tümörler içerisinde en sık görüleni menenjiomalardır. Menenjiomalar genel olarak iyi huylu beyin tümörleridir. Beyni saran zarların en iç kısmında yer alan araknoid zardaki “Cap” hücrelerinden kaynaklanırlar. Menenjiomalar primer beyin tümörlerinin yaklaşık %15’ini oluştururlar. İlk olarak 1922 yılında Harvey Cushing tarafından tanımlanmıştır.

40–60 yaş aralığında ve kadınlarda daha sık görülürler. Kadınlarda daha sık görülmesi, hamilelik döneminde büyüme hızının artması ve Göğüs Kanseri ile birlikte görülmesi menenjiomaların kadın seks hormonları ile ilişkisini ortaya koymaktadır. Yapılan genetik çalışmalarda 22. kromozomdaki bozukluğun menenjiomaların oluşmasında etkili olduğuna işaret etmektedir. Çocuklarda çok daha nadir görülüler, çocukluk yaş beyin tümörlerinin yaklaşık %2’sini oluştururlar. Genel karakteristik özellikleri yavaş büyüme göstermeleridir. Aynı zamandan ekstraaksiyal yani beyin dışı tümörlerdir, beyin dokusunun içine doğru yayılmazlar, dışarıdan büyüyerek beyne bası yaparlar. Yavaş büyüme özellikleri nedeni ile genellikle çok geç fark edilirler. Bazen rastlantısal olarak beyin görüntülemeleri de saptanırken bazen de sadece bir baş ağrısı yakınması ile çekilen beyin görüntülemelerinde tespit edilirler.

Beyinin bütün bölgelerinde görülebildikleri için yapmış oldukları bulgularda çeşitlidir. Yerleşmiş oldukları beyin bölgesinin fonksiyonlarına göre kas güçsüzlüğü (felçler), konuşma güçlüğü, görme bozuklukları, davranış değişiklikleri, sağırlık, yüz felci gibi çok değişken bir yelpazede bulgulara neden olabilirler. Bunun yanında en sık görülen şikayet ise baş ağrısıdır. Hastalar bazen baş ağrısının yıllardır var olduğunu, son zamanlarda arttığını ifade ederler.

Günümüzde menenjiomaların tanısını koymak artık çok kolaylaşmıştır. Tanı konulmasında bütün radyolojik tetkiklerden faydalanılmaktadır. Direkt kafa grafilerinde kitlenin bulunduğu bölgede kemikleşmeler gözlenebilir. Beyin tomografisi ve özellikle manyetik rezonans görüntüleme (MR) menenjiomaların tanısında birlikte kullanılan vazgeçilmez görüntüleme yöntemleridir. Özellikle ilaçlı (kontrastlı) çekilen beyin MR’de menenjiomalar çok yoğun ilaç tutmaları ile tanınırlar. Ancak nadiren de olsa bazı diğer organ tümörlerinin beyine sıçramaları da menenjiomalar ile karışabilir. Bu tümörlerde yoğun kontrast Madde tutarlar ve kesin tanı ancak tümör çıkarılarak patolojik incelemeye gönderildiğinde konabilir. Bazen özellikle büyük beyin damarları ile komşuluk gösterdiklerinde tümör ile damarın ilişkisini belirlemek için beyin anjiografisi yapmak gerekir, böylece hem cerrahi planlama yapılır hem de mümkünse anjiografi esnasında zararlı bazı tümör damarları Ameliyat esnasında kan kaybını azaltmak için tıkanabilir.

Menenjiomaların asıl tedavisi hiç şüphesiz cerrahi tedavidir. Yapılan cerrahinin boyutu tekrarlama oranını etkileyen en önemli parametredir.

Menenjiomaların tedavisinde diğer tedavi seçenekleri ise sterotaktik radyoterapi (işaretleme yöntemi ile ışın tedavisi) dir. Bu yöntem daha çok 3–4 cm altındaki tümörlerde önerilmektedir. Kesin tedavi olmadığından ameliyat sonrası kalıntısı olan vakalar ve tekrarlayan vakalarda önerilmektedir. Aynı zamanda hassas beyin bölgelerinde yerleşmiş olan ve ameliyatla hastada sakatlık oluşturma riskinin yüksek olduğu vakalar işaretli radyoterapi için uygun adaylardır.

Özellikle ameliyat sonrasında kalıntısı olan ve kötü huylu menenjiomaların tedavisinde klasik radyoterapi (ışın tedavisi) de önerilen tedavi seçeneklerinden biridir. Kemoterapi (ilaç tedavisi) bu tip tümörlerde çok faydalı bir tedavi seçeneği olmamakla beraber günümüzde denenmekte olan çeşitli kemoterapik ajanlar mevcuttur ve faydalı olabileceğine dair yayınlar yapılmaktadır. Ancak bu konu halen araştırma ve geliştirme aşamasında olup rutin kullanıma henüz girmemiştir.

Menenjiomaların kesin tedavisi cerrahi çıkartımdır. Tümöral doku ne kadar geniş, sağlam dokudan ne kadar çok ayrılabilirse tekrarlama olasılığı o kadar azdır. Manyetik rezonans görüntüleme günümüzde kullanılmakta olan en iyi tanısal görüntüleme yöntemidir. Erken tanı ve tedavi başarıyı etkileyen en önemli faktördür.

BEYİN ZARLARININ KANSERLERİ (KÖTÜ HUYLU TÜMÖRLERİ)

Beyin zarları, tüm beyin beyincik ve omuriliği saran ve onu travmalardan ve enfeksiyonlardan koruyan yapılardır. Kalın bir dış tabaka ile birlikte daha ince olan iç zar tabakalarını da içerir. Beyin zarları hemen kafatası iç kısmında ve tüm beyin dokusunun üzerinde yer alır. Tümü ile beyin dokusundan ayrı bir yapıdır.

Beyin zarlarını oluşturan hücrelerin, anormal, kontrolsüz çoğalmaları ile beyin zarı tümörleri oluşmaktadır. Bu tümörlere Menenjiom adı verilir. Bu hücreler Anormal çoğalırken ne kadar asıllarından uzaklaşır ve farklılaşırlarsa o kadar habis ve kötü huylu tümörlere dönerken, ne kadar oluştukları hücreye benzer ve farklılaşmazlarsa o kadar iyi huylu tümörleri oluştururlar.

Beyin zarlarından oluşan tümörler bu özellikleri ile genellikle ve sıklıkla iyi huyludurlar ve oldukları yerde büyüme eğilimindedirler.

Bu tümörlerin %10 kadarı ise, atipik menenjiomlar ve malign menenjiomlar olarak adlandırılır ki bunlar da habis grubu oluştururlar ve daha hızlı büyüme eğilimindedirler. Menenjiomlar kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla saptanırken habis olan tiplerde kadın ve erkekler eşit oranda etkilenirler. İlerleyen yaşla beraber saptanma sıklığı da artar. Çocuklarda çok seyrek rastlanırken erişkinlerde sıklıkla 50–60 yaşlarında tespit edilir.

Daha önce de belirtildiği gibi beyin zarları tüm beyin dokusunu istisnasız şekilde sarar ve dolayısı ile bu tümörler beynin her yerinden menşeyini alabilirler. Çıktığı ya da yerleştiği yere göre şikayetler oluştururlar. Kafatasında yer alan her tümör gibi ortak, özel olmayan şikayetlere yol açarlar. Bunlar tüm kafa içi tümörlerde görülebilen ve komşu normal dokuların sıkışmasına ya da itilmesine bağlı olarak gelişen baş ağrısı, bulantı ve kusma yakınmalarıdır. Bu şikayetler sabah uyanıldığında daha çok olma eğilimindedirler. Ağrı kesicilere genellikle yanıt azdır. Menenjiomlar aynı zamanda yerleştiklere yere göre de yakınmalara neden olurlar. Kol ve bacağı hareket ettiren yere yakın komşuluktaki tümörlerde kol ve bacakta ilerleyici felç ve hissizlik, göz sinirine yakın yerleşimlerde, tek veya her iki gözde ilerleyici görme kaybı, denge organı ya da beyincik yerleşiminde ise ilerleyici dengesizlik, işitme azalması ya da baş dönmesi yakınmaları gözlemlenebilir. Bazen de bu şikayetlerle ya da tek başına, bilinç kaybı ve kasılmalarla giden sara krizlerine de yol açabilir. Habis Menenjiomlar diğer menenjiomlara oranlara daha hızlı büyürler genellikle haftalar içinde yakınmalar ilerleme gösterir.

TANI

Bugün bütün diğer beyin tümörlerinde olduğu gibi en değerli tanı aracı beynin manyetik rezonans görüntülemesidir (beyin MR). Beyin MR ile milimetrik boyutlu tümörler bile tanınabilir. doktorunuz gerektiğinde ilaçlı MR ile de tanıyı destekleyecektir. Beyin tomografisi de yine tanı koydurucu değerli bir araçtır. Her iki yöntem ile de habis olan tümörleri diğer menenjiomlardan ayırd etmek kolay değildir. Ancak tümörün etrafındaki ödemli dokunun daha fazla olduğu habis olanlarda söylenebilir.

TEDAVİ

Bugün için menenjiomların hangisinin selim hangisinin habis olduğunu cerrahi öncesi anlamak kolay değildir. Genel olarak menenjiomların tedavisinde birçok faktör göz önünde tutularak 3 yoldan biri tercih edilecektir.

Tedavisiz izlem: Herhangi bir tedavi yapılmaksızın, belirli aralıklarla kontrole çağrılarak tümör gelişiminin izlenmesidir. Ciddi kalp rahatsızlıkları, ciddi sistemik hastalıklar, ileri yaş gibi ameliyatın sakıncalı ve riskli olabileceği durumlarda, çok riskli bir yerleşim gösteren tümörlerde ya da çok ufak boyutlu bazı tümörlerde bu yol izlenebilir.

Cerrahi tedavi: birçok menenjiomlu hastada en etkili yol cerrahi ile tümörün çıkarılmasıdır. Tümörün yerleşim yerine göre riski azaltmak ve zarar vermemek adına tümörün bir kısmı çıkarılamayabilir. Buna karşın çoğu vakada sorunsuz olarak tamamen çıkarma sağlanabilirken bazı hastalarda cerrahi sonrası geçici veya kalıcı yen bulgular eklenebilir. Kol ve bacaktaki güçsüzlükte artma, konuşma güçlüğü gibi.

Gamma knife cerrahisi: Bu işlem özel bir başlık takılarak bilgisayar ortamında yapılan ölçümlerle sadece tümör dokusuna yoğun ve sınırlı ışın tedavisi yapılmasıdır. Cerrahi ile çıkarmanın riskli ya da mümkün olmadığı bölgelerde, tümör çok büyük değilse (3 santimetreden düşük) veya yaşlı hastalarda tercih edilebilir.

Ancak eğer görüntüleme yöntemleri ile habis olduğu öngörülürse, tedavide mutlak cerrahi ön plana alınmalıdır. Cerrahi ile olabildiğince cerrahi olarak hücre azaltılması planlanmalıdır. Cerrahi sonrası patoloji sonucu atipik tip veya anaplastik tip gibi habis olan tiplerden biri ise hasta onkolojiye yönlendirilecek ve tedaviye mutlaka radyoterapi-Işın tedavisi eklenecektir.

PROGNOZ (GİDİŞAT)

Beyin zarlarının habis tümörleri tedavide oldukça zorlanılan, nüks oranı oldukça fazla olan tümörlerdir. Tam çıkarılamayan bir habis menenjiom olgusu hemen her zaman nükseder. Tam çıkarılanlarda bile nüks oranı %20 civarındadır. Atipik olan tipte yaşam beklentisi bugün 10 yılın üzerindedir. Anaplastik olan tipte ise beklenen yaşam süresi 3-4 yıl civarındadır. Bazı hastalarda ise tümör çok önemli beyin yapılarına komşuluk gösterirler ki bu durumda tümörün tam çıkarılması mümkün olmaz ve bu durumda tekrarlayan cerrahi tedaviler gerekebilmektedir.

HAZIRLAYAN; Dr Halil TOPLAMAOĞLU

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.