Seyahat ve evlilik törenlerinin denk geldiği yaz aylarının, hamile veya adet dönemindeki kadınlar için büyük sıkıntı oluşturduğu belirtildi.
Yaz aylarında kadın doğum hekimlerine başvuran hastaların önemli bir kısmının, adet kanamalarını erkene almak ya da geciktirmek istediğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu, yaz aylarının adet dönemlerinde daha rahat ve keyifli geçirilmesi için önerilerde bulundu. Mumcu, “Özellikle adet kanamalarının düğün ya da tatil dönemine denk gelmesi can sıkıcı bir durumdur. Ancak bu talihsiz tesadüf günümüzde piyasada bulunan ucuz ve güvenli ilaçlarla alt edilebilir. Adet döneminde beklenilen kanamayı erkene almak o kadar kolay değildir. Üstelik bu amaçla uygulanan tedavilerin başarısız olma olasılığı yüksektir. Öte yandan, çok daha güvenilir ve etkili olan yöntem adeti geciktirmektir. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar için adet kanamasını geciktirmek son derece basittir. Hapın bir kutusu bittiğinde 7 günlük ara vermeden hemen yeni bir kutuya başlamak yeterlidir. Bu sayede o Ay ki adet kanaması atlatılacak ve kanama otomatik olarak 3 hafta sonrasında görülecektir. Bu uygulamanın bilinen herhangi bir zararı ya da yan etkisi olmadığı gibi istenmeyen gebeliklerden korunma da aynı etkinlikle sürdürülebilir. Hap kullanmayan kadınlar ise doktor muayenesi sonrasında progesteron Hormonu içeren ilaçlar kullanarak adet kanamalarını 10 Gün kadar geciktirebilirler. Daha uzun süreli uygulamalarda, rahim iç zarında yıkılma meydana gelebileceğinden lekelenme şeklinde kanamalar ortaya çıkabilir. Bu nedenle tedavinin 10 Günden uzun tutulmaması önerilir. Bu tür bir uygulamanın kadının hormonal dengesinde herhangi bir bozukluğa neden olması beklenmez” dedi.
HAVUZ VE DENİZDEN VAJİNAL MANTAR BULAŞMAZ
Yaygın kanının aksine havuz ve denizden kadınlara vajinal mantar bulaşmadığının altını çizen Dr. Alper Mumcu, sadece havuz Suyu içindeki klorun, vajinada normalde bulunan ve ortamın asidik olmasını sağlayan yararlı bakterilerin fonksiyonlarını yitirmelerine neden olduğunu kaydetti. Bunun sonucu olarak, kadının genital bölgesinde bulunan mantarların aktif hale gelerek enfeksiyona neden olabileceğini söyleyen Mumcu, havuzdan sonra ortaya çıkan mantar enfeksiyonunun başka birisinden ya da havuzdan bulaşan mantarlara değil, kadının kendi vücudunda bulunan mantar sporlarının aktif hale gelmesine bağlı olduğunu vurguladı. Bununla birlikte yaz aylarında mantar enfeksiyonlarının sıkça görüldüğüne işaret eden Mumcu, www.mumcu.com sitesinde bu sıklığı azaltmak için alınabilecek bazı önlemleri şu şekilde sıralıyor:
“Genital bölgenin nemli kalması mantar için uygun zemin hazırlar. Islak mayoyla oturmak en sık yapılan yanlışlardan birisidir. Genital bölgenin temizliğinde özellikle bu amaçla üretilmiş ürünleri tercih edin. Eğer gerekirse genital bölgenizi saç kurutma makinesiyle kurutabilirsiniz. Dar pantolonlar özellikle zayıf kadınların tercih ettiği giysilerdir. Bu tür giysiler şık olmakla birlikte, Sağlık açısından sakıncalı olabilir. Uzun süre dar bir kıyafetin giyilmesi genital bölgedeki nem oranının artmasına neden olabilir. Pamuklu çamaşır tercih edin. Sentetik iç çamaşırları Hava sirkülasyonu engeller ve nemi emmedikleri için vajinal enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir. İrritan Maddelerden uzak durun. Renkli tuvalet kağıtları, parfümler, kokulu kişisel hijyen ürünleri ve sabun genital bölgenin düşmanlarıdır. Bu ürünleri mümkün olduğunca kullanmamaya gayret edin. Adet kanaması sırasında vajinal tampon kullanılarak havuza ya da denize girilmesinde bir sakınca yoktur. Yalnız tampon kullanımıyla ilgili kurallara uyulması ve tamponun her seferinde değiştirilmesi gereklidir.”
HAMİLELİKTE EN UYGUN SPOR YÜRÜYÜŞ VE YÜZME
Hamilelik sırasında yapılabilecek sporlardan en uygununun yürüyüş, daha sonra da yüzme olduğunu ifade eden Mumcu, “Yüzme esnasında kol, bacak ve karın bölgesinde bulunan bütün kas grupları çalıştırılır. Kalp atım hızı ve alınan Oksijen miktarı arttığı için bebeğe giden oksijen miktarında da artış söz konusudur. Yüzmeyi gebelikteki en uygun spor dalı haline getiren faktör ise yaralanma tehlikesinin olmamasıdır. Yüzme bilen bir kişinin Suda kendi kendini yaralaması, düşmesi ve bir yerlere çarpması neredeyse olanaksızdır. Bir başka avantajı ise kişinin kendisini ağırlıksız hissetmesidir. Bu özellikle gebeliğinin son dönemlerinde olan kadınlar için psikolojik açıdan oldukça önemlidir. Ayrıca Su içerisinde terleme ve vücudun çok fazla ısınması mümkün olmadığından egzersizin bu tür olumsuz etkilerini ortadan kaldırması da bir başka avantajıdır. Yapılan az sayıda çalışmada gebelikleri sırasında düzenli yüzen kadınların kendilerini daha az yorgun hissettikleri, daha güzel uyudukları ve gebeliğin getirdiği ruhsal ve fiziksel streslerle daha kolay başa çıkabildikleri görülmüştür” açıklamasında bulundu.
“Gebelik öncesinde düzenli olarak yüzen kadınlar, daha önceki programlarına devam edebilirler. Ancak gebe kaldıktan sonra ilk kez denize girecekler biraz daha dikkatli olmak zorundadır. Öncelikle suya girmeden önce vücudu ısıtmak, yavaş yüzmek ve dozu yavaş yavaş arttırmak gerekir. Gebeliğinin ilk 3 ayında bulunanlar için Günde 20 Dakika yüzmek yeterlidir. Yine bu dönemde sabah erken saatlerde yüzmek gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları azaltabilir ve günün geri kalan kısmının daha rahat geçirilmesine yardımcı olabilir. İkinci 3 aylık dönemde ise su eklem ve bağları destekleyerek bel ve sırt ağrılarının azalmasına yardımcı olur. Bu dönemde daha önceki yüzme alışkanlıkları aynen devam edebilir. Son dönemlerde ise yüzmeye devam etmekte herhangi bir sakınca yoktur. Ancak vücudu fazla sıkmayan, gebeler için tasarlanmış mayoları kullanmak gereklidir” şeklinde sıralayan Uzman Dr. Mumcu, açıklamasına şöyle devam etti:
“Karada yapılan kültürfizik hareketleri suda da yapılabilir. Bunun avantajı terlemeyi ve aşırı ısınmayı engellemesidir. Kültürfizik hareketleri yaparken Suyun meme başı hizasında olması en uygun derinliktir. Bu kural yüzerken de geçerlidir. Özellikle sık sık kramp giren kadınlar boy hizasını geçmeyecek derinliklerde yüzmelidirler. Olası bir kramp durumunda yardım alabilmek için suya tek başına girmemeye de özen gösterilmeli, nefes tutup çok uzun süre dalınmamalıdır.”
TÜPLÜ DALIŞ SAKINCALI
Hamile ya da hamile kalmayı planlayan bir kadının, scuba diving (tüplü dalış) yapmasının kesinlikle sakıncalı olacağının altını çizen Dr. Mumcu, “Dalış sırasında kanda meydana gelen minik Gaz kabarcıkları erişkin bir insanda sorun yaratmazken, akciğerlerini kullanamayan anne karnındaki bir bebek için hayati tehlike yaratabilir. Öte yandan, hamilelikte hareket yeteneğinin azalması, solunum fonksiyonlarının olumsuz etkilenmesi gibi nedenler de gebelik sırasında tüplü dalış yapılmasının karşısında engel oluşturur. Benzer şekilde yaşanan Basınç değişiklikleri de gebelik üzerinde olumsuz etki yaratabilmektedir. Su kayağı, jet-ski gibi yaz sporları da hamile kadınların kaçınması gereken aktivitelerdendir” şeklinde bilgi verdi.
Hamile kadınların direkt güneş altında kalmalarının önerilmediğini sitesinde açıklayan Mumcu, “Mutlaka gölgede ve tercihen üzerilerinde t-shirt ile dinlenmeleri daha uygundur. Yüksek koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır. Yaz aylarında ve özellikle plajda su kaybı her zamankinden fazla olacağından Sıvı alımına azami dikkat göstermek gereklidir” dedi.
Hamileliğin seyahat etmeye engel bir durum olmadığını, herhangi bir komplikasyon yoksa ve doktorunuzun aksini belirtmediği sürece her türlü ulaşım aracıyla seyahat etmenin mümkün olduğunu da belirtilen Mumcu, “Hamilelik sırasında da uçak yolculuğu oldukça güvenlidir. Ancak seyahat edilecek uçağın kabin Basıncı ayarlı olması gereklidir. Günümüzdeki hemen hemen tüm sivil uçaklarda kabin basıncı ayarlıdır. Hamilelik sırasında Araba, otobüs, uçak ya da trenle seyahat ederken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Herhangi bir yerde uzun süre oturmak bacaklardaki kan dolaşımını etkiler ve Ayak ile bileklerde şişmelere neden olabilir. Bu nedenle her türlü yolculukta her 1.5-2 Saatte bir mola vererek hafif yürüyüş yapılmalı ve kan dolaşımınızı uyarılmalıdır. Bu kısa yürüyüşler sırasında bacaklara germe egzersizleri de yaptırılmalıdır. Yolculuk sırasında otururken de bazı germe hareketleri yaparak uzun süreli oturmanın olumsuz etkilerini azaltılabilir. Bunun için oturur pozisyondayken bacaklarınızı iyice ileriye doğru uzatın, topuklarınız merkez olacak şekilde ayağınızı yavaşça kendinize doğru kuvvetice çekerek baldır kaslarınızı gerin. Daha sonra ayak bileklerinizi sağa sola çevirin ve parmaklarınızı açıp kapatın” şeklinde bilgi verdi.(İHA)