Bilim dünyasının çabaları sonucu, şu günlerde çağın vebası AIDS‘in değişen yüzüyle karşı karşıyayız. AIDS hastaları artık hemen ölmüyor. Çok sayıda ilaç alsalar da, yeni tedavilerle yaşam süreleri giderek uzatılıyor. HIV enfeksiyonu, Human Immunodeficiency Virus (HIV) olarak adlandırılan virüsün, bağışıklık sistemini bozması sonucu, vücudun normalde dirençli olduğu birçok enfeksiyona ve kansere karşı koruma sağlayamamasına neden oluyor. İlk kez 1983 yılında tanımlanan AIDS’den (Acquired Immune Deficiency Syndrom) enfekte olmuş hasta sayısı, çeşitli kaynaklara göre 2008 yılında, 250 milyon civarında olacak. Dünya’da hergün 8 bin yeni AIDS’li diğerlerinin arasına katılır ve virüsün yayılma hızı da giderek artarken, henüz tam çaresi bulunamayan bu korkunç hastalığa karşı uygulanan ilaç tedavileri, hastaların ömrünü giderek uzatıyor.
Aşı çabalarıPasteur Enstitüsü, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü, Amerikan Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Merkezi’nin ortaklaşa yürüttüğü AIDS aşısı çalışmalarında, en son faz olan 3. faza gelinmesi ise, tıp camiasınca büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanlarından Dr. Yeşim Özen, bu çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:“AIDS’e karşı çalışmalarda, virüs sayısını çok azaltan veya sıfıra indiren kombine ilaç tedavileri uygulanıyor. Bunlar yaşam süresini ve kalitesini artırıyor. Bu ilaçlar, HIV virüsünün çoğalmasını sağlayan enzimlerin aktivitelerini durdurarak tedavi sağlıyor. AIDS aşısı proje çalışması ise, şu an tüm dünyada yürütülen en hızlı ve ümit veren proje. Bu aşı içerisinde, bağışıklığı sağlayabilecek birçok Maddenin bir arada kullanılması (pox virüs, pseudovirionlar, sentetik peptid gibi) sayesinde, güçlü bir koruma sağlanabiliyor. Şu an aşının etkinliğini artırmak için, içerisine bazı ittirici Moleküller ekleniyor. Bu da aşıya cevabı artırıyor.”Büyük aşama varHaseki Hastanesi Enfeksiyonel Hastalıklar Bölüm Şefi ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Özcan Nazlıcan ise, “Kombine tedavilerle AIDS’li hastanın yaşam süresi ve kalitesi uzatıldı” diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:“İlk olarak 1991′de tekli ilaç tedavileri kullanılmaya başlanmıştı, ancak AIDS’li hastalarda direnç sorunu ortaya çıktı. Sonraları ikili ilaç tedavileri ile iyi sonuçlar alındı ve son 1.5 yıldır kombine tedaviler uygulanıyor. Bir de, bu kombine tedavilerin etkilerini izleyen ve kandaki virüs miktarını belirleyen testlerin yapılabilmesi büyük bir aşama olmuştur. Artık kandaki virüs miktarı belirleyebildiğimiz gibi, hastalığın gidişini izleyerek AIDS’linin kalan ömrü hakkında bilgi dahi edinebiliyoruz.”