Anesteziye bağlı sorunlar, tıp mensupları, halk ve adli çevrelerden geniş ilgi görmektedir. Genel olarak Anestezi denince hasta ve yakınlarının aklına önce sorun ve komplikasyonlar gelmektedir. Bu yazı, anestezi komplikasyonları konusunda aydınlanmanız, böylece yanlış korkulara kapılmamanız için hazırlanmıştır.

Anestezi sırasında ve sonrasında görülebilecek komplikasyonların önemli bir özelliği, bazılarının dikkatli bir uygulama ile tamamen önlenebilir olması, bunun yanında bazılarının ise, önlenmesinin güç olmasıdır.

Genel Anestezi

Genel Anestezi, bazı ilaçları uygulayarak hayati önemi olan fonksiyonlarda bir değişiklik oluşturmadan, bilincin geçici olarak kaybı, refleks dediğimiz istemsiz hareketlerin baskılanması, ağrı duyusunun ortadan kaldırılması, genel bir kas gevşemesi oluşturarak hareketsizliğin sağlanmasını içeren bir durumdur. Genel anestezi uygulamasıyla, yapılacak cerrahi girişime izin veren: ağrısız olma, hareketsiz olma, Ameliyat süresince bilincin kapalı olması ve yaşananları hatırlamama hali oluşturulur. Bütün bunların tek bir ilaçla sağlaması mümkün değildir; yani genel anestezi, birden çok ilaç uygulamayı gerektirir. Bu ilaçlardan bazıları, nefes almak dahil, birçok normal fonksiyonu ortadan kaldırdığı için anestezi süresince ortadan kaldırılan bu fonksiyon, anestezi uzmanlarının denetiminde ve tıbbi cihazlar  aracılığıyla sürdürülür. Bunun için; hastamızın damarlarından birine veya gerekirse daha fazlasına kanül denilen serum vermede kullanılan küçük tüpler takılır; nefes alma işini sürdürebilmek için ağızdan girilerek soluk borusuna bir tüp uygulanır; bu tüpten makine aracılığıyla Oksijen ve bazı anestezik Maddeler uygulanır.

İşte anestezinin komplikasyonlarından bazıları, bu tüp uygulamalar sırasında meydana gelebilmektedir. Bazıları ise, damardan veya soluk tüpünden verdiğimiz ilaçların yan etkileri şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

KOMPLİKASYONLARI

Anestezinin güvenli bir şekilde uygulanabilmesi için; anesteziyi uygulayan ve yardımcılarının deneyimi ve ameliyathanenin olanakları çok önemlidir. Ancak, bir o kadar önemli olan başka bir husus da, hastanın genel durumudur.

Anestezi komplikasyonlarını şöyle gruplandırabiliriz:

İlaçlara bağlı komplikasyonlar; tansiyonun düşmesi, kalbin yavaşlaması, hatta durması, alerjik durumlar, anestezi sonrası şiddetli bulantı-kusma gibi. Yapılan işlemlere bağlı komplikasyonlar; serum uygulanan damar yolunda şişme, soluk tüpü uygulanırken diş kırılması, ağızda, dudakta yaralanma, (ameliyat sonrasında) boğaz ağrısı, belli sıklıkta görülebilir. Soluk tüpü ile ilgili en tehlikeli komplikasyon, tüp uygulama işleminin başarılamamasıdır ki, bu durum, hemen anestezinin başlangıcında ortaya çıkar. Sonuçta hastanızı ameliyat edilmeden uyandırmak zorunda kalabiliriz. Çok daha nadir olmak üzere, bu işlemin yapılamaması, ölümcül sonuçlar doğurabilir. Hastanın ameliyattan önce yemek yemiş veya çay, Su vb. içmiş olması halinde, anestezinin başlangıcında, soluk tüpünden önce, midedeki besinlerin ağza gelerek, solunum yollarına kaçması da önemli bir komplikasyondur; ameliyattan sonra zatürre tablosuna yol açabilir. Hastanın durumu ile ilgili komplikasyonlar; hastamızın önceden mevcut bazı hastalıklarının var olması ve bunların yeterince tedavi edilmemiş olması, önemli bir komplikasyon riski doğurur: şeker, tansiyon, sara, böbrek hastalığı, kalp hastalıkları vb. gibi durumlar, anesteziden önce çok iyi kontrol altına alınmış olmalıdır. Eğer bilinen bir hastalığınız mevcutsa, anestezi uzmanınız, bu konuda ayrıntılı olarak bilgilendirilmelidir. Birçok hastalık, yeterince tedavi edilirken anestezide sorun çıkarmaz. Tersine, düzenli tedavi edilmemiş hastalıklar, anestezi sırasında komplikasyonlara neden olur. Örneğin tansiyonunuz yeterli tedavi edilmemişse ameliyat sırasında aşırı tansiyon yükselmesine, böylece beyin kanaması, kalp krizi gibi ölümcül olabilen durumlara neden olabilir. Ya da, kontol altına alınmamış şeker hastalarında aşırı şeker yükselmesi, böylece uyanmanın gecikmesi söz konusu olabilir.  

Anestezi öncesinde kullanılan ilaçlar da, hem vücutta meydana getirdikleri değişiklikler, hem de anestezik maddelerle birlikte ortaya çıkabilecek yeni etkiler sonucunda, anestezi sırasında çeşitli komplikasyonlara neden olabilirler. Bazı ilaçlar ise, kanamayı artırıcı etkiyle veya bazıları pıhtı oluşma riskini artırarak anestezi-ameliyat sürecinde tehlike oluştururlar.

Anestezi komplikasyonları hangi organlara ait sorunlar çıkarabilir, incelersek:

Kalp ve dolaşım sistemine ait komplikasyonlar: Tansiyon düşmesi-yükselmesi; kalbin yavaşlaması-aşırı hızlanması, kalp ritminin bozulması, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalp durması. Bunlar sadece anestezi ile değil, yapılan ameliyatın türü ile de ilgilidir. Örneğin uzun süren ameliyatlarda veya fazla kan kaybı ile de görülebilirler. Kan dolaşımı ile pıhtı atılması, tehlikeli bir komplikasyondur ve cerrahi işlemin de neden olduğu bir durumdur. Solunum sistemine ait komplikasyonlar: Soluk tüpünde tıkanma, tüpün yerleştirilememesi gibi teknik problemler, solunum yollarında daralma (astım benzeri durum), ameliyat sonrasında yeterli soluyamama, öksürük, hıçkırık, akciğerin bir bölümünün sönmesi, midede besin varken anestezi almak zorunda kalan hastalarda besinlerin akciğere kaçması ile zatürree, akciğer apsesi, akciğer zarının yırtılması. Mide barsak sistemine ait komplikasyonlar: Anestezik ilaçların neden olduğu, ameliyat sonrası şiddetli bulantı-kusma, barsak hareketlerinin geçici olarak felci. Sinir sistemine ait komplikasyonlar: Ameliyat sonrası dönemde hafızada azalma, ameliyat sırasında pozisyona bağlı olarak sinir zedelenmeleri, beynin Oksijensiz kalması durumunda beyin ölümü. Çok nadiren, bazı hastalarımız, ameliyat sırasında olayların farkında olabilmektedir. Bunun yetersiz anestezi ile ortaya çıktığı düşünülebilir. Ancak bu durum, maalesef anestezi tam uygulanmış olgularda da görülmektedir. Nedeni tam açıklanmamış olmakla birlikte, aynı hastanın tekrar anestezi aldığında da görülmesi, kişisel faktörlerin yol açtığı bir durum olduğunu düşündürmektedir. Neyse ki, bu çok ender görülen (birçok anestezi uzmanının meslek hayatı boyunca hiç rastlamadığı) bir durumdur. Bir diğer sorun da, uyanmanın gecikmesidir. Buna neden olarak; aşırı kan kaybı, ilaç etkisinin uzaması, hastanın vücudunun ilaçlara verdiği cevabın çeşitli etkenlerle değişmesi, anestezi sırasında teknik sorunlarla beynin oksijensiz kalması sayılabilir. Anestezik ilaçların bazen sara benzeri kasılmalara neden olması da, sinir sistemine ait komplikasyonlar arasında sayılabilir.

Diğer komplikasyonlar: Anestezi sonrası titreme, idrar yapmada zorluk, verilen kan ve ürünlerine karşı alerji gibi komplikasyonlar burada sayılabilir. Yanlışlıkla, doğru olmayan kan grubundan kan verilmesi, anestezinin değil, uygulayan kişinin oluşturduğu bir komplikasyondur; bir tıbbi hatadır. Anesteziye ait en önemli ve sıklıkla ölümcül bir komplikasyon da, aşırı, önlenemeyen ve tedavi edilemeyen ateş yükselmesidir. Bazı anestezik ilaçların ortaya çıkardığı bir tablo olsa da, gerçekte, hastaya ait Anormal bir durumdan kaynaklanan, ancak anestezi almadıkça farkına varılmayan bir durumdur. Çocuklarda daha çok görülür. Ciddiyeti nedeniyle habis ısı artışı olarak adlandırılır.  

            Yukarıda anlatılan ve size ürkütücü gelecek kadar çok sayıda, bazıları ciddi olabilen bu sorunların günümüzde ender rastlandığı sevindirici bir gerçektir. Anestezi öncesinde hastaların değerlendirilmesi ve gerekli tedavi ve önlemlerin alınması, anesteziyi güvenli hale getirmektedir. Örneğin anestezi öncesi değerlendirmede Sağlık durumu iyi olarak saptanan kişilerde 126 000 anestezide 1 ölüm saptanmıştır. Araştırmalar, sağlık durumu iyi ya da kötü olsun, anestezi alan bütün hastalarda ölüm oranın, 13 000 anestezide 1 olduğunu göstermektedir.

Anesteziye ait komplikasyonlar, günümüzde çok gelişmiş izlem ve ölçüm araçlar sayesinde azalmıştır. Ameliyathanelerde, örneğin tansiyonu, kalbin çalışmasını, solunum sayısını, kandaki oksijen miktarını, ateşi, soluktaki anestezik ilaç miktarını dahi sürekli olarak gösteren izlem cihazları mevcuttur.

Bu konuda siz hastalarımıza da bazı sorumluluklar düşmektedir: bilinen hastalıklarınızı; aldığınız ilaçları, hatta ilaç saymadığınız bitkisel maddeleri; hastalık olmayıp da normal dışı bulduğunuz belirtileri; siz veya ailenizin diğer fertlerinde daha önceden anestezi alan varsa, anesteziye ait yaşadığınız normal dışı durumları; kadın hastalar son adet dönemini; uyuşturucu vb. madde kullanıyor iseniz bu durumun ne zamandır devam ettiğini; size dokunan, alerji yapan ilaçları, anestezi uzmanına mutlaka bildirmelisiniz. Ameliyat olacak hasta çocuğunuz ise; sık görüldüğü için önemsiz bulduğunuz en basit belirtiler, anestezi sırasında sorunlara yol açabileceğinden; burun akıntısı, hafif ateş, yeni başlayan öksürük gibi durumları anestezi uzmanına mutlaka bildirmelisiniz.

Ameliyat öncesinde, uzmanınızın size bildirdiği kadar sürede aç-susuz kalmalısınız.

Unutmayınız ki, sorunları tedavi etmektense basit önlemlerle ortaya çıkmalarını engellemek daha yararlıdır.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Ayşin ALAGÖL

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.