Ankilozan spondilit (AS) sırt, boyun, kalça eklemlerinde ağrı yapan kronik iltihabi bir hastalıktır. Omurga, omur (vertebra) adı verilen çok sayıda kemikten oluşur. Ankiloz birbirine bağlanma demektir ve bu durum omurların birleşme yerlerindeki esnekliği engeller. Ankilozan spondilit hastalığındaki temel problem de budur.
BELİRTİLER
Ankilozan spondilit hastalığının en yaygın belirtileri sırt, bel ve kalça ağrısıdır. Bunun yanı sıra diğer eklemlerde de ağrı, tutukluk ve hareket kısıtlılığı görülebilir. Bel ve sırt ağrıları ilk önce ortaya çıkan en yaygın bulgulardır.
Bu hastalıkta görülen bel ağrısının bazı özellikleri vardır.
– 20-30 yaşlarında başlar
– Yavaş yavaş başlar.
– Üç aydan daha uzun sürelidir.
– Dinlenme ile şikayetler kötüleşir. Bu nedenle sabahları kendinizi daha kötü hissedersiniz
– Gün içinde hareketle şikayetlerde azalma olur.
– Gece yarısı ağrılar nedeniyle uyanabilirsiniz
– Yarım Saatten uzun süren tutukluk (sabah sertliği ) görülür. Bu yakınmalar hareketle azalır.
– Kalça ağrısı sağ ve sol bölgelerde yer değiştirebilir.
Omurga hareketleri azalmıştır. Öne eğilme yeteneği sınırlandığı için çorap ve ayakkabı giymeniz zorlaşabilir. Kalça ekleminin iltihabı sık görülür. Kalça ağrısı nedeni ile yürümede zorluk yaşanabilir. Omuz ekleminin ve bağlarının iltihabı nedeniyle omuz hareketleri kısıtlanabilir. Kıyafetlerinizi giyip çıkarırken, saçınızı tararken zorlanabilirsiniz. Vücudun diz, dirsek, el bileği gibi diğer eklemleri de tululabilir.
Entezit: Entezis, kasların hareketini ileten tendon dediğimiz ipler ve bağların kemiklere yapışma yeridir Bu bölge iltihaplanmasına entezit denir. Bu durum Ankilozan spondilit hastalığında sık görülür. Topuk, dirsek ve kaburgalarda da entezit olabilir. Kaburga bölgesindeki entezitler göğüs ağrısına neden olabilir. Bu ağrı, öksürmekle, hapsırmakla, derin nefes almakla artar.
Ankilozan spondilit hastası iseniz kendinizi yorgun ve kötü hissedebilirsiniz . Geceleri bel, sırt ve diğer eklem ağrıları nedeniyle uyuyamayabilir ve bu nedenle halsiz olabilirsiniz. Bazen hafif bir ateş ve zayıflama da görülebilir.
Ankilozan spondilit hastalığı erkeklerde üç kat daha sıktır. Gençlerde özellikle 20-30 yaşları arasında en sık görülür. Ailenizde ve birinci derece akrabalarınızda bu hastalık varsa sizde görülme riski 5-16 kat artar. HLAB27 adındaki geni taşıyanlarda bu hastalığın görülme riski artar.
TANI
Hastalığın tanısı kişinin şikayetleri ile muayene ve laboratuar bulgularının birlikte değerlendirilmesi sonucu konulur. Ekleminizdeki şişlik, hassasiyet, hareket kısıtlılığı muayene edilir. Öne ve yana eğilirken zorlanıp zorlanmadığınıza bakılır. Boyun ve omuz hareketlerindeki kısıtlılığa bakılır. Röntgende kalça ve bel omurlarındaki bazı değişiklikler görülür. Eğer hastalığınız yeni başlamış ve bu değişikliklerin oluşması için yeteri kadar süre geçmemiş ise röntgende bu bulgulara rastlanmayabilir. Bu durumda bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans yöntemleri ile bu değişiklikler araştırılır. Klinik hikaye, muayene ve görüntüleme yöntemleri ile tanı konulamadığı durumlarda diğer yardımcı laboratuar testlerine başvurulur. Bu konuda hastanın HLAB27 gen pozitifliğine ve hastalığın şiddetli olduğu dönemlerde kanda yükselen sedimantasyon hızı ve CRP adındaki labaratuar tahlillerine bakılır.
KOMPLİKASYONLARI
Hastalığın seyrinde görülebilecek ikincil Sağlık problemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Anterior üveit: Gözün üvea adındaki tabakasının iltihabıdır. Bu durum başka hastalıklarda görülebilmesine rağmen en sık karşılaşıldığı durum Ankilozan spondilit hastalığıdır. Nadiren bu hastalığın bulguları başlamadan üveit görülebilir. Gözde ani başlayan ağrı, bulanık görme ışığa duyarlılık gibi şikayetleriniz olduğu takdirde doktora başvurun. Erken tanı ile bu sağlık problemi 2-3 ayda tedavi edilir.
Nörolojik problemler: Omurga sinir sistemini ve sinirleri korur. Ankilozan spondilit hastalığı’nda omurganın esnekliği bozulduğu için, kazalarda kırık oluşma olasılığı ve böylece sinirlerin hasarlanma riski artar. Bu kazalar sonrasında duyu kaybı ve felç gelişebilir.
Omurga kırıkları: Ankilozan spondilit hastalığıkemiklerde Mineral azalması sonucu kemik kayıplarına yol açar. Kemik erimesi (osteoporoz) denen bu durum kemik kırılma riskini arttırır. En sık boyun omurlarında görülür. Herhangi bir kaza kaza sonrası boyun ağrınızda artış olursa hemen doktora başvurmalısınız.
Omurga kayması (Vertebra sublüksasyonu); Bazen omurlar birbiri üzerinde kayabilir. Eğer bir sinire bası yapmıyorsa müdahale edilmez . Kauda equina sendromu uzun süren ve ciddi hastalığı olanlarda görülen nadir bir durumdur. Belin alt kısmındaki sinirlerin hasarlanması sonucunda dışkılama ve idrar kaçırma problemleri, erkeklerde iktidarsızlık görülebilir.
Kalp ve damar bozuklukları: En yaygın görülen kardiyak bulgu Aort kapağı adındaki kalp kapağının yetersizliğidir. Kalp grafisi çekildiğinde bunu düşündürecek bir takım bulgular izlenebilir.
Akciğer hastalıkları; Kaburga ve omurlar arasındaki esneklik kaybı nedeni ile nefes almanız sırasında göğüs kafesiniz yeterince genişleyemez. Akciğerde bazı değişiklikler olabilir.
Böbrek hastalıkları: İltihaplı hastalıklarda artan bir Protein olan amiloid, böbreğe çökerek, böbrek yetmezliğine yol açabilir. Hastalığınız uzun süreden beri aktif ise bu durum gözlenebilir. Ayrıca bu durumdan farklı olarak, alınan ağrı kesici ilaçlar da, ilerleyen yıllarda böbrek fonksiyon bozukluklarının oluşmasına neden olabilir. Ankilozan spondilit hastaları, nedenini bilemediğimiz bir şekilde böbrek taşı düşürmeye daha yatkındırlar.
Barsak ülserleri: Ankilozan spondilit hastalarında, bazen barsak içinde belirti vermeyen ülserlere rastalanabilir. Ayrıca bu hastalarda, iltihabi barsak hastalığı olarak tarif edilen Crohn ve Ülseratif kolit hastalığı riski artmıştır. Ankilozan spondilite ek olarak sık ishal oluyor ya da karın ağrıları çekiyorsanız doktorunuza başvurunuz.
TEDAVİ
Hastalığınızın şiddetine ve özelliklerine göre tedaviniz size özel olarak düzenlenir.
Egzersiz: Tedavinizin önemli bir parçasıdır. Ev egzersizleri ya da bir fizik tedavi uzmanı ile birlikte grup egzersizleri şeklinde olabilir. Egzersizler sizin vücudunuzun duruşunu düzeltmeli, derin nefes almanızı kolaylaştırmalı, sırtınızın dik duruşunu sağlamalı. Sizi zorlayan, sakatlığa yol açabilecek hareketlerden kaçınmalısınız. Bu nedenle, mutlaka ne tür egsersizler yapabileceğiniz konusunda fizyoterapistinize danışmalısınız.
Burnunuzda şekil bozukluğunu önlemek için kalın yastıkla yatmalısınız. Düşme sonucu kırık riskini engellemek için banyoda küvette tutunarak banyo yapın. Gece ışık açık kalsın. Yerlerdeki ayağınıza takılacak şeyleri kaldırın. Otomobil seyahati sırasında mutlaka emniyet kemerinizi takın.
İlaçlar:
Ağrı kesiciler: Ağrı ve tutukluğu gidermek için Aspirin, ibuprofen gibi ağrı kesiciler kullanılır. En az iki hafta düzenli alındığında etkileri ortaya çıkar. İki hafta düzenli aldığınız halde şikayetleriniz azalmadıysa farklı bir ağrı kesiciyi deneyin. Bu ilaçların en sık görülen yan etkisi mide ve barsak ülserleridir. Önceden bilinen ülseriniz varsa dikkatli kullanmalısınız. Çünkü kanamalar olabilir. Beraberinde mutlaka mide koruyucu ilaçlar almalısınız. Kan sulandırıcı bir ilaç alıyorsanız daha dikkatli olmalısınız.
DMARD (Hastalığın ilerlemesini durduran ilaçlar):
Sülfasalazin: Kalça ekleminiz tutulmuş ve ağrı kesici ilaçlarla şikayetleriniz azalmıyorsa sülfsalazin başlanabilir. 6 Ay bu ilacı aldığınız halde yararı olmadıysa ilacı değiştirmek için doktorunuza başvurmalısınız. Döküntü, başağrısı, baş dönmesi, karaciğer enzimlerinde yükselme , kan sayımında düşme görülebilir. Bu ilacı alırken düzenli olarak doktorunuza başvurmalı ve tahlillerinizi yaptırmalısınız.
Metotreksat: Haftada bir ağızdan tablet şeklinde alınabilir ya da kullanıma hazır enjektörlerle cilt altına uygulanabilir. Karaciğer enzimlerini yükseltebilir, kan sayımını düşürebilir. Bu nedenle düzenli araklıklarla kan tahlili yaptırmalısınız.
Biyolojik ajanlar: Anti tümör Nekroz faktör ajanlar diye bilinen bu ilaçlardan infliximab hastanede serum içinde verilir. Etanarsept ve adalimumab kullanıma hazır enjektörlerle cilt altına yapılır. Bu ilaçlar Romatoloji uzmanı tarafından başlanır. Birinden yarar görmezseniz ya da yan etkisi olursa diğeri verilebilir. Her hastanın bu ilaçlara ihtiyacı olmaz. Diğer DMARD’lara cevap alınamıyorsa başlanabilir.
Steroidler (kortizon): Bazen eklemlere steroid yapılması sizi rahatlatabilir. Steroidler uzun dönemde kullanıldıklarında kemik erimesini arttırdıkları için az kullanılırlar.
Kalsiyum ve D vitamini: Kalsiyumdan zengin süt, peynir, yoğurt gibi ürünleri bol tüketin, güneşlenin.
ÖNERİLER
sigara içmeyi bırakın. Sigara akciğerin elastikiyetini azaltır.
HAZIRLAYAN; Dr. Nesibe KARAHAN YEŞİL, Prof. Dr. Yaşar KARAASLAN