Monoton iş yaşamı hastalığı olarak bilinen Boyun Kireçlenmesi özellikle 40 ve 50’li yaşlardan sonra insan hayatını olumsuz yönde etkiliyor.
Boyun kireçlenmesinin boyun omurlarının ve aralarında bulunan disk yapılarının yıpranması sonucu ortaya çıkan bir tablo olduğuna dikkat çeken Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gülnur Taşcı Bozbaş, “Meydana gelen değişiklikler, omuriliğin geçtiği kanalı veya omurlar arasından çıkan sinirlerin geçtiği kanalları daraltarak sinirlerde bası oluşturuyorlar. Bu basıya bağlı olarak boyunda ve kollarda ağrı ve uyuşma gelişiyor. Şikayetler sıklıkla 40-50 yaşlar arasında ortaya çıkıyor ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artıyor. Boyun ağrısı, boyun hareketlerinde kısıtlılık, boyun kaslarında gerginlik en sık görülen şikayetler. Ağrı sıklıkla boyun hareketleriyle artan, dinlenince azalan nitelikte bir özellik taşıyor. Bunların dışında baş ağrısı da gelişebiliyor. Boyun kireçlenmesinde sinir basısına bağlı olarak kol ağrısı, uyuşma, kas güçsüzlüğü ve duyu kusurları olabiliyor.Boyun ağrısı omuzlara ve sırta yayılabiliyor. Ağrı süresi uzadıkça; uyku bozukluğu, Depresyon şikayetleriyle karakterize kronik ağrı sendromu denilen tablo gelişiyor” dedi.
KİMLER RİSK ALTINDA?Risk grupları hakkında da bilgiler veren Bozbaş, “İleri yaştakiler, fiziksel olarak ağır işlerde çalışanlar yani ağır kaldıranlar ve titreşimli aletleri kullananlar, uzun süre aynı pozisyonda çalışanlar, işinden memnun olmayanlar, monoton iş hayatı olanlar, kilolu kişiler, ciddi omurga eğrilikleri olan hastalarda boyun kireçlenmesi riski fazla” diye konuştu.
NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?Hastalığın tedavi süresine de değinen Bozbaş, “Boyun kireçlenmesinde öncelikle ilaç tedavisi ile fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri uygulanıyor. Fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarında Sıcak, soğuk tedavileri, Elektrik tedavisiyle kas spazmı ve kola yayılan ağrının azaltılması sağlanıyor. Boyuna yapılan çekmeler kola yayılan ağrının azaltılmasında kullanılıyor. Ağrı kontrole alındıktan sonra boyun kaslarını kuvvetlendirici, duruşu düzeltmeye yönelik egzersiz programlarına başlanıyor. Girişimsel yöntemlerden direkt olarak eklemlere ilaç uygulamaları ve sinir köküne yönelik enjeksiyonlar, uygulanan diğer tedavi yöntemlerini oluşturuyor. Cerrahi tedavi, omurilik basısı, sinir kökü basısı veya omuriliği besleyen atardamarlara olan basılar ortadan kaldırmak gerektiğinde uygulanıyor” şeklinde konuştu.