Pek az çiftin cinsel dürtüleri tam bir uyum içindedir ve her seferinde eşlerden birinin kendisini öteki kadar seksi ve tutkulu hissetmesini bekle­mek mantıklı olmaz. İlişkinin baş­langıcında durum bu olabilir, ama zamanla çiftlerin çoğu kendi cinsel dürtülerini, işlerini, çocukları ve benzeri noktaların da dikkate alındı­ğı bir sevişme ritmini yakalayacak­tır. Cinsel dürtüler gerçekten uyumsuzsa, bunu açıkça tartışmak, öteki eşin başarısız ya da Anormal oldu­ğunu ima eden hiçbir yorumda bu­lunmaksızın bu uyumsuzluğu açık yüreklilikle kabul etmek yararlı ola­bilir. Cinsel ilişkilerde vurgu orgaz­ma ulaşıp ulaşmama üzerine yoğunlaştırılmamalı, daha çok cinselli­ğin olanak verdiği yakınlık ve ileti­şim üzerinde durulmalıdır. Birbirine sarılmak ve birbirini okşamak cinsel birleşme kadar haz verebilir ve eş­lerden biri daha aktifse, eşinin yardımıyla ya da tek başına mastürbas­yon yapması engellenmişlik duygu­sunu önleyebilir. Her eşin arzuladığı fiziksel yakınlık miktarında ve dere­cesinde ciddi bir fark varsa, ilişkiyi yeniden değerlendirip, diğer olum­lu faktörlerin bu ilişkiyi sürüdürülmeye değer kılıp kılmadığını gör­mekte yarar vardır.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.