Zaman içerisinde yüksek teknolojilerin gelişmesiyle doğacak bebeğin cinsiyetini doğmadan önce saptamak amacıyla değişik tekniklerin geliştirildiği belirtildi.
Antik Çin, Mısır ve Yunan uygarlıklarından beri insanoğlu doğacak bebeğinin cinsiyetini doğmadan önce saptayacak ve istediği cinsiyette bebek sahibi olmasını sağlayacak formüllerin peşinde koştuğunu aktaran uzmanlar, bu konuda sayısız hurafe, halk öyküsü ve sihirli önerilerin ortaya atıldığını belirtiyor. Günümüzde bile bazı konu uzmanlarının çiftlere istedikleri cinsiyette çocuk sahibi olabilmeleri için yüzde 100 garantili öğütler vermeye devam ettiklerini ifade eden uzmanlar, “Maalesef sadece bizim toplumumuzda değil en gelişmiş toplumlarda bile bu tür hokkabazlar rağbet görmektedir. Erkek bebek için Y kromozomu taşıyan, kız bebek için ise X kromozomuna sahip spermin yumurtayı döllemesinin gerektiği bir asırdan beri biliniyor. 1970’lerde Y kromozomu taşıyan spermlerin X’lerden ayrılabileceğinin keşfi ile isteyene istediği çocuğu vermenin bilimsel ve gerçekçi yolu açılmıştır. zaman içerisinde yüksek teknolojiler geliştikçe X ve Y spermlerinin özellikleri daha iyi anlaşılmış ve bunları ayırmak için değişik teknikler gelişmiştir” bilgisini verdi.
1998 yılında Virginia’ da yapılan bir çalışma sonucunda, spermlerin ayrılmasında yeni bir tekniğin dünyaya duyurulduğunu belirten uzmanlar, bu tekniğin X ve Y spermlerin içerdikleri DNA oranlarına göre, Y spermlerinin daha küçük ve hafif olmasına ve hareket hızlarına dayandırıyorlar. Bu yöntemle erkeğin ejekulatı (menisi) filtre edildiğinin ve daha sonra Basınç altında çok ince ve çok uzun bir tüpe verildiğini açıklayan uzmanlar, olayın tekniğini şöyle özetliyor: “Spermlerin neredeyse tek tek boruda ilerlemeleri sağlanıyor. Tüpün diğer ucu ikiye ayrılıyor ve birtakım teknikler ile X ve Y içeren spermler ayrılıyor. Bu sistemin başarı oranı X yani kız için yüzde 85 iken erkek yani Y içinse yüzde 65 olarak bulunmuştur”.
CİNSİYET TAYİNİ VAR OLAN DENGEYİ BOZABİLİR
Teknoloji gerektirmeyen ve kişilerin kendilerinin uygulayabileceği bir yönteminde altını çizen uzmanlar, “1989 yılında tanımlanan bu sistemde de Y spermlerinin daha küçük ve hızlı olduğu varsayımından yola çıkılmakta ve ilişki zamanlaması ile istenilen cinsiyette bebek sahibi olmak için öneriler verilmektedir. Buna göre erkek bebek isteyen çiftler öncelikle yumurtlama anını saptamak için piyasada satılan kitleri Günde 2 defa kullanmalı, testteki renk değişimine göre ovülasyonun 24 Saat içinde olacağı saptandıktan sonra tek bir sefer ilişkde bulunmalı, bu ilişki renk değişiminden sonraki 24 saat içinde olmalı ve derin penetrasyonu sağlayacak pozisyonlar tercih edilmelidir. Bu sayede hızlı yüzen Y spermleri daha çabuk tüplere varabilecektir. kadının erkeğin boşalmasından önce orgazm olması da şansı arttıracaktır. Kadının orgazmı vajendeki pH dengesini Alkali yönde değiştirerek sperm ile serviks salgılarının temasını güçlendirecektir. Ek olarak ilişkiden 1 saat önce kafein içeren içeceklerin alınması spermlerin hızını arttıracaktır. İlişkiden önce 3-4 Gün süre ile erkeğin boşalmaması şarttır. Bu sayede erkeğin sperm sayısı yükselecektir. Kız isteyenler için de bunun tam tersini yapmak gerekmektedir. Ovülasyonkitine gerek yoktur ve adet kanaması sona erdikten sonra sık cinsel ilişkide bulunmak yeterlidir” şeklinde kaydetti.
Ancak son zamanlarda yapılan çalışmaların, bu yöntemin normal olasılıklardan daha yüksek başarılar vermediğinin altını çizen uzmanlar, “İstenilen cinste bebek sahibi olmanın en garantili yolu embryo seçimidir. Tüp bebek uygulamalarında embriyo birkaç hücreli hale geldiğinde hücrelerden biri alınarak Y kormozomu bakılır ve eğer istenilen cinsiyette ise rahime yerleştirilir. Bu yöntemin başarı şansı yüzde 100’dür. Cinsiyet tayininin en önemli engelleyicisi işin etik yönüdür. Herhangi bir sebep olmadan çiftlere istedikleri cinsiyette bebek sahbi olmaları konusunda yardımcı olmak var olan hassas dengeyi bozacaktır. Değişik toplumlarda farklı istekler olmasına rağmen özellikle ülkemizde erkek çocuğa olan merak geri dönüşü mümkün olmayan zararlar doğurabilir. Bu yöntemler sadece belirli hastalıkların varlığında kullanılmalıdır. Örneğin X-e bağlı geçiş gösteren kromozom bozukluğu olan çiftlerden doğacak kız bebekler yüzde 100 hasta olacağından bu tür çiftlerde yoğun çocuk isteği var ise değişik yöntemler ile kız bebek sahibi olmaları engellenebilir” ifadesini kullandı.
istanbul(iha)