Doç. Dr. Hakan Selçuk, anevrizma oluşumundaki faktörlerin başında Hipertansiyon, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, travmaya bağlı damar duvarının zedelenmesi ve bazı enfeksiyöz hastalıklara bağlı gelişimin geldiğini belirterek, "Hastalar, anevrizma oluşumuna neden olan sigarayı kati surette bırakmalı ve tansiyon stabilize edilmelidir" dedi.

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniği Nöroradyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Hakan Selçuk, anevrizma oluşumundaki faktörlerin başında hipertansiyon, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, travmaya bağlı damar duvarının zedelenmesi ve bazı enfeksiyöz hastalıklara bağlı gelişimin geldiğini belirterek, "Hastalar için söylenmesi gereken en önemli durum, anevrizma oluşumuna neden olan sigaranın kati surette bırakılması ve tansiyonun stabilize edilmesidir" dedi.

Selçuk, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, beyin anevrizmasını, "beyin atardamarlarındaki zayıf bir noktadan damarın balonlaşması" şeklinde tanımladı.  Selçuk, balonlaşmanın genellikle damardaki kas dokusundaki zayıflıktan veya yetersizlikten meydana geldiğini anlattı.

Anevrizmaların doğuştan olabildiğini veya edinsel nedenlere bağlı da meydana gelebildiğini kaydeden Selçuk, "Anevrizmalar için korkulan en büyük risk, patlayarak beyin zarları arasında kanama oluşturmasıdır. Kanayan hastalarda ciddi sorunlar hatta ölüm bile oluşabilir. Kanamış hastaların, tekrar kanama riskini ve ölüm riskini azaltmak için mutlaka tedavi edilmeleri gerekmektedir" diye konuştu. 

Anevrizmaların görülme sıklığının, yüzde 2-6 olduğunu belirten Selçuk, şu bilgileri verdi:

"Çocuklarda nadir olmakla beraber her yaşta görülebilir. Anevrizma görülme sıklığı yaşla birlikte artabilir. Görülme yaşı genellikle 40-50'dir. kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha fazla görülme sıklığı var. Anevrizma oluşumundaki faktörlerin başında hipertansiyon, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, travmaya bağlı damar duvarının zedelenmesi ve bazı enfeksiyoz hastalıklara bağlı gelişim gelmektedir.Beyin anevrizmalarının çoğunluğunun belirtisi yoktur. Beyin anevrizmaları genellikle beyin kanaması ile ortaya çıkar.

Kanamamış anevrizmalarının bazıları baş ağrısı ve başka sebeplerle yapılmış bir MR incelemesinde ortaya çıkabilir. Bazıları ise eğer kanamadan çok büyürlerse beyin dokusuna veya komşuluğundaki sinirlere bası yaparak bulgu verip saptanabilirler. Bazıları ise çok büyüyüp içerisinde pıhtı oluşup ve bu pıhtının kopması sonucu felç oluşturarak ortaya çıkarlar. Anevrizması olan hastaların önceden tespiti çok mümkün değil. Bu hastalar, genellikle tesadüfen yapılan bir MR veya tomografi beyin görüntülemesi esnasında saptanırlar. Kanayan anevrizmalar koma gibi çok ciddi klinik bulgularla, hatta ölümle bile sonuçlanabilir."

-"Anevrizmaların ilaçla tedavileri yok"-

Hakan Selçuk, anevrizmanın tedavisinin mümkün olduğunun altını çizerek, "Anevrizma tespit edildiğinde ne zaman patlayacağı belli olmayan veya her an patlayabilecek bir saatli bomba olduğunu düşünüp hemen tedavisini düşünmek gerekmektedir. Kanamamış veya kanamış anevrizmalarda tedavi anevrizma kesesinin doldurularak kese içerisine bir şekilde kan girişini önlemektir. Yöntemi cerrahi veya endovasküler yolla tedavi dediğimiz damar içinden tedavi seçenekleridir. Anevrizmaların ilaçla tedavileri yoktur" dedi.(A.A)

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.