Bu hastaların %20-30’u son dönem böbrek yetmezliğine ilerler. Böbrek yetmezliği bu hastalarda sinsi başlangıçlıdır. Hastaların çoğunda şüphelenilmedikçe tanı konulması oldukça güçtür. Kronik tubulointerstisyel nefrit (TİN)’in nedenleri genel anlamda tedavi edilebilir ve önlenebilir sorunlardır. %10 hastada herhangi bir neden bulunamamaktadır.
Kronik Tubuloinerstisyel Hastalıklarla Birlikte Görülen Durumlar
İlaçlar: ağrı kesiciler, sisplatin, siklosporin, lityum,
Antibiyotikler: aminoglikozidler, sefalosporinler, tetrasiklinler, vankomisin
Ağır metaller: kurşun,kadmiyum
Vasküler hastalıklar: Hipertansiyon,vaskülit,radyasyon nefriti
İdrar yolları tıkanıklığı: vezikoüretral reflü,mekanik
Metabolik hastalıklar: ürat nefropatisi,okzalat nefropatisi
İmmun hastalıklar: sistemik lupus eritematozus,Good pasture sendromu,amiloidoz
Granülomatoz hastalıklar: sarkoidoz,wegener granülomatozisi
İnfeksiyonlar: bakteriyal,viral ,mantar
Hematolojik hastalıklar: lenfomalar,multiple myeloma
Radyokontrast Maddeler
Kronik TİN’de en önemli sebep ilaç kullanımıdır. Özellikle ağrı kesicilere bağlı geliştiği görülmüştür. Elimizdeki kanıtlar uzun süreli ve düzenli olarak ağrı kesici kullananlarda böbrek hasarı geliştiğini göstermektedir. Tedavide temel amaç ağrı kesici kullanımının kesilmesidir. Bunu uygulayabilen hastalarda genellikle böbrek fonksiyonları düzelme eğilimindedir. Kronik TİN yapabilen bir başka önemli ilaç ise aminoglikozid grubu antibiyotiklerdir. Bu antibiyotiklerin en sık görülen toksik etkisi akut böbrek yetmezliği yapmasıdır. İlacın kesilmesiyle genellikle birkaç Günde böbrek fonksiyonları düzelmektedir.
İdrar akımında herhangi bir tıkanıklık 3 haftadan uzun sürdüğünde kronik TIN’e ait değişiklikler görülebilmektedir. Kısa süre içerisinde tıkanıklığın giderilmesi, böbrek yetmezliğinin geri döndürülmesini sağlayabilir. Eğer tıkanıklık giderilmezse geri dönüşümsüz böbrek hasarı oluşabilmektedir.
Klinik olarak hastalarda 1 gramın altında idrarda Protein saptanabilir. Kansızlık hastalığın erken evrelerinde ortaya çıkabilmektedir. Çünkü kan yapım Hormonu olan eritropoietin bu hasarlanan hücrelerde üretilmektedir. Hipertansiyon genellikle hastalığın geç döneminde görülebilmektedir. Ödem bu hastalarda pek görülen bulgu değildir.
HAZIRLAYAN; Doç Dr Serdar KAHVECİOĞLU