Ağır strese reaksiyon, kişinin günlük olaylar dışında beklenmedik durumlarla karşılaşması sonrasında verdiği psikolojik ve bedensel tepkilerdir. Bu rahatsızlık “akut stres tepkisi” ve “travma sonrası stres bozukluğu” olarak iki farklı isim altında ancak belirtilerin birbirine benzediği tablolarla ortaya çıkar.

AKUT STRES BOZUKLUĞU

Savaş, doğal felaketler, kazalar, beklenmedik ölümler, tacizler gibi kişinin yaşamını tehdit eden olaylardan sonraki 1 Ay içinde gelişen psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Bir olayın travma olarak kabul edilmesi için o olayla doğrudan temas etmek şart değildir. Örneğin kişi ölüm tehdidiyle karşılaşmasa bile bir başkasının ölümüne tanık olması bu rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak bu tür travmalar yaşayan herkeste akut stres bozukluğu görülmesi şart değildir.

Akut Stres Bozukluğunun toplumda görülme sıklığı %14 -33 arasındadır. Akut stres bozukluğunun belirtileri travma sırasında yada hemen sonrasında yaşanır, en az 2 Gün sürer, travmatik olayın sonlanmasının ardından ya 4 hafta içinde yatışır, devam ederse de adı Travma Sonrası Stres Bozukluğu olarak değiştirilir. Travmanın süresinin, şiddetinin ve kişinin bu olaya yakınlığının fazla olması, toplumsal desteğin zayıf olması, Aile öyküsü, çocukluk yaşantısı, daha önceden geçirilmiş psikiyatrik hastalığın varlığı akut stres bozukluğu gelişimini kolaylaştırır.

BELİRTİLERİ

Akut stres bozukluğu gelişen hastanın ilk göze çarpan belirtilerinden biri dalgın olmasıdır; çevresinde olup bitenlerin tam olarak farkına varamaz. Duygusal tepkilerinde azalma vardır. Çevresini hatta bazen de kendisini değişmiş, farklılaşmış, yabancılaşmış gibi algılar. Yaşanan travmanın bir kısmı hatırlanamayabilir ama hatırlanan kısmıyla ilgili anıları çok Canlıdır. Bazen uyanıkken bu anıları yeniden yaşıyormuş gibi hisseder bazen de uykusunda kabus olarak görür. Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük yaşar. Hasta yaşadığı olayı nedensiz yere sık sık hatırlar. Travmayı tekrar yaşıyormuş gibi hisseder. Çocuklar ise bu durumu, travmayı konu alan oyunları oynayarak yeniden yaşar. Olayla ilgili konuşmaktan ve olayı hatırlatan durumlardan kaçınır. Örneğin; trafik kazası geçiren kişi kazayla ilgili konuşmak istemez ya da Televizyonda kaza haberlerini seyretmekten kaçınır. Travma yaşayan hasta aşırı derecede kaygılıdır, kendisini çaresiz hisseder. Çocuklar bu kaygılarını aşırı hareketlilik ile dışa vurabilir. Her an bir şey olacakmış gibi tetiktedir, huzursuzdur. Tahammülsüzdür, kolayca öfkelenip kırıcı olabilir. Telefon zili ya da dışarıdan gelen bir Araba kornası aniden irkilmesine neden olur. Dalgındır, düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştıramaz. Bu sıkıntılar nedeniyle günlük yaşamında ailesiyle, arkadaşlarıyla olan ilişkisinde ve iş hayatında güçlük yaşar.

TANI

Aşırı bir stresle karşılaşmanın ardından gelişen bazı belirtiler hemen her zaman görülebilir ve hastalık olarak değerlendirilmez. Eğer belirtiler 2 Günü geçer ve kişinin toplumsal ve mesleki alanda yapması gerekenleri yapamaz duruma getirirse, doktora başvurmak gerekir. Hekim DSM-IV-TR ve ICD-10 tanı ölçütlerine göre hastayı değerlendirme sonucu tanıyı koymaktadır.

PROGNOZ

Hastalığın seyrinde; çoğu hastada hafif belirtiler kalıcı olarak devam eder. Bir kısmı tam olarak iyileşirken bir kısmında da hastalık kronikleşir ve adı Travma Sonrası Stres Bozukluğu olarak değiştirilir.

TEDAVİ

Tedavide amaç kişinin baş etme mekanizmalarını kullanması için travmayı hatırlatan durumlardan kaçınmasını ortadan kaldırmak, kaygısını azaltmak, uyku bozukluğunu düzeltmek ve öfke kontrolünü sağlamaktır. Tedavide antidepresan tedaviyle birlikte,  bilişsel-davranışçı terapi, psikodinamik yönelimli psikoterapi, grup terapileri ve hipnoz teknikleri de uygulanır. Bu şekilde hastanın hem mesleki işlevselliğinde hem de sosyal ilişkilerinde düzelme hedeflenir.

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

Travma sonrası stres bozukluğu kişinin kendisinin ya da tanık olduğu birinin yaşamış olduğu gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kişinin fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamanın ardından gelişen özgül semptomlar bütünüdür.

Travma sonrası stres bozukluğunun yaşam boyu görülme sıklığı %8 civarındadır. Tecavüze uğrayanlarda, askeri çatışmada bulunanlarda, etnik ya da politik nedenlerle gözaltına alınanlarda daha sık görülmektedir. Çocukluk dönemi de dahil olmak üzere herhangi bir yaşta görülebilir.

BELİRTİLERİ

Toplumsal desteğin zayıf olması, kişinin daha önce geçirmiş olduğu psikiyatrik hastalığın varlığı, ailede travma sonrası stres bozukluğu ve Depresyon öyküsü kolaylaştırıcı etkenlerdendir. Belirtiler genellikle travmadan sonraki ilk 3 ayda başlar. Akut stres bozukluğunda belirtiler 1 aydan daha fazla sürerse tanı akut stres bozukluğundan travma sonrası stres bozukluğuna değiştirilir. İki hastalığın belirtileri birbirine çok yakın olsa da bazı farklılıklar vardır.

Hastalar, başkaları yaşamlarını sürdüremiyorken kendilerinin sürdürebiliyor olmasıyla ilgili olarak ya da hayatta kalabilmek için yapmak zorunda kaldıklarıyla ilgili ızdırap veren suçluluk duygularını akut stres bozukluğuna göre daha sık tanımlarlar. Hasta travmayı çağrıştıran durumlardan sürekli olarak kaçınır. Bu kaçınma kişiler arası ilişkileri bozar ya da evlilikle ilgili çatışmalar, boşanmaya ya da iş kaybına yol açar. Kendine zarar verme, işe yaramazlık, utanç, üzüntü ya da umutsuzluk duyguları, sürekli örselendiği duygusu, inançlarını yitirme, düşmancıl duygular, toplumdan uzaklaşma akut stres bozukluğuna göre daha sık görülür.

TANI

Travma sonrası stres bozukluğu için onaylanmış tanı koydurucu laboratuar testi, görüntüleme yöntemi yoktur. Ancak hastalarda aşırı uyarılmışlık sonucu, kalp hızında, elektromiyografide, ter bezlerinin etkinliğinde artmış uyarılmışlık görülebilir. Somatik yakınmalar olabilir. Hekim ICD-10 ve DSM-IV-TR’a göre hastayı değerlendirerek tanı koyar.

PROGNOZ

Travma sonrası stres bozukluğu travmadan sonraki ilk 3 ayda başlarsa da belirtilerin başlaması için geçen süre aylar ya da yıllar sonra bile olabilir. Sıklıkla travmanın hemen ardından Akut Stres Bozukluğu tanı ölçütleri karşılanır. Travmayı tekrar tekrar yaşama, travmayı hatırlatan durumlardan kaçınma ve aşırı uyarılmışlık belirtilerindeki baskınlık zamanla değişebilir. Belirtilerin süresi de değişir, hastaların yaklaşık yarısında 3 ay içinde tam düzelme olurken, birçoğunda bir yıldan daha uzun sürer.      

TEDAVİ

Tedavide amaç kişinin baş etme mekanizmalarını kullanması için travmayı hatırlatan durumlardan kaçınmasını ortadan kaldırmak, kaygısını azaltmak, uyku bozukluğunu düzeltmek ve öfke kontrolünü sağlamaktır. Antidepresan ilaçlarla birlikte uykusuzluk, sinirlilik belirtileri için farklı ilaç tedavileri kullanılır. Bunun yanı sıra, bilişsel-davranışçı terapi, psikodinamik yönelimli psikoterapi, grup terapileri ve hipnoz teknikleri de uygulanır. Bu şekilde hastanın hem mesleki işlevselliğinde hem de sosyal ilişkilerinde düzelme hedeflenir.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Sibel ÖRSEL, Doç. Dr. M. Hakan TÜRKÇAPAR, Doç. Dr. M. Haluk ÖZBAY

KAYNAKLAR

1. Kaplan&Sadock’s Comprehensive Textbook of Psychiatry

2. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve sayımsal el Kitabı- DSM-IV-TR yeniden gözden geçirilmiş tam metin

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.