Sıklıkla görülebilen epitelyal benign (iyi huylu) tümörler; papillom, keratoakantom, adenom ve pleomorfik adenom’dur. Bağ dokusu (konnektif doku) kökenli benign tümörler ise  daha çok; fibrom, lipom, miksom, kondrom, hemanjiom, lenfanjiyom ve nörinom’dur. Bunların dışında diş kökenli benign tümörler de (ameloblastom gibi) bu bölgede görülebilir.

PAPİLLOM

ağız boşluğunu döşeyen örtüden (mukozadan) kaynaklanan iyi huylu bir tümördür. Viral enfeksiyonların sebep olduğu kesin olmamakla beraber düşünülmektedir. Yumuşak damak, dil ve bademcikler en sık tutulan bölgelerdir. Orofarenks bölgesinde olurlarsa takılma hissine sebep olabilirler. Tek ya da birden fazla olabilirler. Enfeksiyonlarla ya da poliplerle karışabilirler. İyi huyludurlar ancak kötü huylu hastalığa dönüşme riski olabilir. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Çıkarıldıktan sonra bir daha tekrarlama eğilimleri olabilir.

DERMOİD-EPİDERMOİD KİST

Bu kistler gene ağız boşluğu örtüsü (mukoza) altında kitle olarak ortaya çıkarlar. Epidermoid kist içinde deri ekleri içermezken dermoid kist içerebilir. Genelde ağız tabanında, dudaklarda ve yanak mukozasında görülürler. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Tekrarlaması çok nadirdir.

FİBROM

Fibromlar gerçek tümör değildirler. Kronik temas, sürtünme (irritasyon) sonucu gelişirler. Özellikle diş problemleri, takma dişler buna sebep olabilir. Genellikle 40’lı yaşlardan sonra görülürler. Düzgün yüzeylidirler boyları birkaç milimetreden 1-2 cm e kadar değişebilir. Genellikle kişide bir rahatsızlık yaratmazlar ve ağız boşluğunun herhangi bir yerinde olabilirler. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Tekrarlaması çok nadirdir.

LİPOM

Yağ hücrelerinden kaynaklanana benign tümörlerdir. Travmanın bazı bağdokusu değişimlerinin sebep olduğu düşünülmektedir. Genelde ağız içinde seyrek görülürler. Ağız tabanında görülebilirler. Klinik olarak şikayet yaratmazlar. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır.

GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖR

Bu tümörün daha önceden kas dokusundan kaynaklandığı düşünülürdü fakat son yıllarda sinir dokusundan kaynaklandığı anlaşılmıştır. En sık ağız boşluğunda görülen bu tümörler gırtlakta ve vücudun diğer yerlerinde de görülebilirler. Ağızda en çok dilde ortaya çıkarlar. Düzgün yüzeylidirler boyları birkaç milimetreden 1-2cm e kadar değişebilir. Özellikle yeni doğanlarda dilin olduğu bölümde görülebilirler ve buna yeni doğanın epulisi denir. Kötü huylu hale dönüşümü yoktur. Fakat mikroskopik görünümü nadiren kötü huylu tümörlerle karışabilir. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Tekrarlaması çok nadirdir.

AMELOBLASTOM

Diş kökenli iyi huylu tümörlerdir. Bu hastalığın radyolojik görünümü tipik olmasına rağmen, kesin tanı biyopsi ile yapılır. Tedavi cerrahidir ve tümörün boyutu, histolojik tipi, büyüme hızı ve diğer özelliklerine bakılarak karar verilir.

HEMANJİYOM-LENFANJİYOM

En sık görülen bağ dokusu kökenli benign tümörler olup genellikle doğumsaldır. %90 oranında kızları etkiler. Özellikle dilin yan kısımları, tamamı, ağız tabanı, yanak bölgesin tutulabilir. Kötü huylu değildirler ama yerleşimine göre şikayet yaratabilirler. Travmaya maruz kalmazlarsa ya da enfeksiyon gelişmezse ağrı şikayeti genelde yapmazlar. Havayolu tıkanıklığı, beslenme güçlüğü ve tekrarlayan kanamalarla yaşamı risk altına sokacak kadar büyük olabilirler. 

Hemanjiyomlar genellikle yaşamın ilk 2 yılı içinde kendiliklerinden küçülerek kaybolurlar. Onun için mümkünse tedavi 3-4 yaş sonrasına bırakılmalıdır. Ancak ciddi kanama havayolu tıkanıklığı veya beslenme güçlüğü durumlarında daha erken girişim düşünülebilir. Tedavi genellikle cerrahi eksizyondur. Cerrahi ile birlikte cerrahi girişimi kolaylaştırmak için preoperatif selektif embolizasyon (besleyen damarın tıkanması) yapılabilir. Yine selektif embolizasyon, sklerozan Madde (tümörü büzüştürecek madde) enjeksiyonu, hipertonik madde enjeksiyonu palyatif olarak zaman kazanmak amacıyla  uygulanabilir. Son yıllarda çeşitli Lazer tedavileri de uygulanmaktadır. Radyoterapi maksillofasiyal (yüz kemik gelişimi) gelişimi bozduğundan ve daha sonra malignite gelişme riski olduğundan uygun değildir.

Lenfanjiyomlarda lenf (beyaz kan) damarlarından kaynaklanan damarsal tümörlerdir. Kendiliğinden gerilemesi enderdir. Bu nedenle tedavileri cerrahidir. Ancak yapılarından dolayı total (tam olarak) çıkarılmaları her zaman mümkün değildir ve tekrarlaması sıktır. Bazen birkaç aşamalı cerrahi girişimler planlanabilir.

PİYOJENİK GRANULOM

Pyojenik granulom cilt ve ağız içi örtüsünün kılcal damarlardan zengin iyi huylu bir tümörüdür. Küçük travmalara vücudun aşırı reaksiyonu, iltihap ve hormonal değişiklikler bu hastalığın sebebi olabilir. En sık dişetlerini tutar. Boyları birkaç milimetreden 1-2 cm e kadar değişebilir. Gebelerde dişetinde ortaya çıkarsa gebelik tümörü denir. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Çıkarıldıktan sonra bir daha tekrarlama eğilimleri olabilir.

ÇEVRE ORGANLARIN TÜMÖRLERİ

Oral kavite ve orofarenksin  çevresindeki yapılardan köken alan bazı benign tümörler bu boşluklara doğru genişleyerek bu bölgenin birincil tümörleri ile karışabilir

Bu şekilde sıklıkla saptanan patoloji parotis derin lop tümörleridir (tükrük bezi). Bu tümörler boyundaki boşlukları geçerek, ağız boşluğu yan duvarını, bademciği ve yumuşak damağı itebilirler. Ayrıca boyundaki büyük damarsal yapıdaki tümörler de benzer şekilde uzanım gösterebilirler.HAZIRLAYAN; Dr. Arif ŞANLI

KAYNAKLAR:

Onur Çelik. Kulak Burun Boğaz hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi 2002; 601-618 Cummings Otolaryngology  Head & Neck Surgery. 4th edition; Volume 2:1571-1578 Ballenger J.J., Snow J.B.: Otolaringoloji ve Baş Boyun Cerrahisi 15. baskı 1996;249-369

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.