Nereden çıktı bu dominant teyzeler?
Erkeklerin karşı karşıya kaldığı bu durum tam olarak nedir?
Gizemli kadınlar, soğuk güzeller, “femme fatale”ler, zirve yapıp gerilemişlerdi çoktan. Marilyn Monroe”dan beri gözde olan ama post modern yorumları da pek beğenilen sarışın aptalların hakimiyeti ise uzun sürdü. Reklam ve sinemanın başını çektiği bir kısım görsel endüstri, malzeme olarak hep onları kullandı. Jenny McCarTHY, Pamela Anderson gibi dolgun, şefkate – korunmaya muhtaç ve az giyinen kadınlar çokça çıktı karşımıza. Her erkekte mutlaka varolan ilkel koruma içgüdüsüne, göz zevkine hitap eden, fazla soru sormayan kadın ikonu çok doğaldır ki hoşa gitti, erkekler onları çok sevdi. Fakat sonunda olan oldu, bu etkiye doğal ve kültürel tepkiler gelmeye başladı. Elinde sadece kamçısı eksik kadınlar sinema perdelerinde, ekranlarda boy gösterdi.Yumuşak ve yuvarlak hatlar, yerini sert ve keskin ifadelere, kızgın bakışlara bıraktı. Televizyondaki her dizinin de en az bir “dominant teyzesi” var artık. Hatta James Bond filmlerindeki kadın karakterlerde bile bir “sertleşme” sezilir oldu. Tabii ki bu “güçlü kadın” kimliğini “erkekleri pataklayan” kadın kalıbına sıkıştıramayız. Bazen duygusal olarak daha güçlü çiziliyor kadın, bazen de daha zeki olduğu için daha güçlü. Yani ipler artık erkeklerin elinde değil.