kadınların cinsellik konusunda sosyal beklentilerinin değişmesi, cinsel yapı ve cinsel psikoloji hakkında artan bilgi birikimi ve klinik tecrübeler, son yıllarda kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının teşhis ve sınıflandırılmasında değişikliklere yol açtı.Kadınlarda görülen cinsel fonksiyon bozuklukları, yapılan incelemelere göre istek bozuklukları, cinsel uyarılma bozuklukları, orgazm bozuklukları, ağrılı cinsellik ve vajinismus (cinsel ilişkiden korku) olarak özetleniyor.Objektif metotların olmayışı, kadın cinsel şikayetlerinin tanısında güvenilirliği azaltan bir faktör. Cinsel istek bozukluğu halen kadın cinsel fonksiyon bozukluklarında en sık konulan tanı olarak dikkat çekiyor. Bunu, orgazm sorunları takip ediyor. Tüm bunlara rağmen kadınların en belirgin şikayetleri, cinsel davranışların ötesinde sevgi, iletişim kurma, dokunma konusunda tatminsizliklerle cinsel cazibe ve istekle ilgili problemler etrafında toplanıyor.Bu nedenle kadın cinsel fonksiyon bozuklukları araştırılırken, sadece genital cevapların değil, bu faktörlerin de değerlendirilmesi gerekiyor.Cinsel istek bozukluklarıAzalmış cinsel istek, en sık görülen kadın cinsel sorunu olarak biliniyor. ABD'de 3 bin 400 kadın arasında yapılan bir araştırmada, her üç kadından birinin cinsel ilgi azlığından şikayetçi olduğu saptanmış. Bu oran, erkeklerde 6'da bir olarak kayıtlara geçmiş.Ne var ki, kadında cinsel isteği gösteren güvenilir fiziksel bir gösterge bulunmuyor. Kadın cinsel isteksizliğinin ideal bir değerlendirilmesi, cinsel fantezilerin, düşünce ve fikirlerin olu olmayışının, erkeklere olan ilginin araştırılması, içte hissedilen cinsel arzunun ve de cinsel davranışlara olan ilginin değerlendirilmesi ile mümkün oluyor.Cinsel istek, alınan ilaçlar ya da Depresyon gibi ruh halinin değişmesi ile kolayca azalabiliyor. Azalmış cinsel istek, sıklıkla baskılanmış ya da azalmış orgazma bağlı ortaya çıkabileceği için, hangisinin önce oluştuğunun iyi sorgulanması gerekiyor.Vajinismus ve ağrılı ilişkiTıp ağrılı ilişkiyi, tıptaki adıyla disperoni'yi, tekrarlayan ya da sürekli olarak cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması olarak tanımlıyor. Bu şikayetin dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı yüzde 10 -15 olarak ifade ediliyor. Prof. Dr. Halim Hattat, ‘Tanıda, bu ağrının vajinismus ya da kayganlık eksikliğine bağlı olup olmadığı mutlaka ayırt edilmelidir' diye bir hatırlatmada bulunuyor.Ağrılı ilişkinin fiziksel nedenleri arasında en yaygın nedenler, kızlık zarı daralması, batın alt kısmında enfeksiyon olması ve vajen dış dudaklarına ait hastalıklar. Ancak bu sorun genellikle vajinismus'a ya da kayganlığın olmayışına bağlı olarak ortaya çıkıyor.Vajinismus, cinsel ilişkiye izin vermeyecek biçimde vajen ön kısmının istemsiz kasılması olarak tanımlanıyor. Cinsel tedavi kliniklerine başvuran kadınlar arasında yüzde 12 – 17'sine vajinismus tanısı konuluyor. Bazen de enfeksiyonlara, ameliyatlara veya kimyasal Maddeler nedeniyle oluşan vajinal ağrılar sonrası ikincil vajinismus görülebiliyor. Şartlara bağlı anksiyete, istemsiz adale kasılması, cinsel uyarılmada problemler, vajinal kayganlıkla ilgili sorunlar, cinsel isteksizlik ve cinsel bilgi eksiklikleri vajinismus sebepleri olabiliyor. Fiziksel şartların kontrol altına alınmasının yanı sıra psikoterapi bu soruna yardımcı olabiliyor ve özellikle vajinismus konusunda oldukça iyi sonuçlar alınıyor.Kadın cinselliği ve menopozTıp dünyası artık, kadınlarda gerek doğal gerekse tıbbi nedenlerden oluşan menopoz sonrasında meydana çıkan şikayetlerin androjen eksikliğine de bağlı olduğunu biliyor. Menopozdaki kadının en belirgin şikayeti, azalmış cinsel istek olarak kendini gösteriyor. Bilindiği gibi, erkeklik Hormonu olan testosteron düşük düzeyde de olsa erkekler gibi kadınlarda da üretiliyor. Prof. Hattat, bu konuya şöyle yaklaşıyor:"Menopozda ani düşüş gösteren kadınlık Hormonu östrojenin aksine, testosteron menopozda aniden düşmüyor, ancak yaş arttıkça üretimi azalıyor. Örneğin 40 yaşındaki bir kadında testosteron üretimi 20'li yaşlara göre yüzde 50 civarında azalıyor. Dolayısıyla cinsel istek azalması olan ya da kendini iyi hissetmeyen kadınlar, gerçekte testosteron yetersizliği yaşıyorlar.'Menopoza giren kadınlarda östrojen azalması nedeniyle tedavi olarak verilen östrojen hormonu, vajinadaki kuruluğu önlüyor ve hastanın kendisini iyi hissetmesine yardımcı oluyor. Ne var ki, bu Hormonun cinsel isteği arttırıcı etkisi çok az görülebiliyor. Günümüzde yeni tedavi yaklaşımı, bu hastalarda östrojenin yanı sıra testosteron düzeylerinin de kontrol edilip, eksiklik tespit edildiğinde, östrojenle birlikte düşük doz testosteron tedavisinin de verilmesi şeklinde oluyor.Cinsel uyarılma bozukluklarıProf. Dr. Halim Hattat, cinsel uyarılma bozukluğunu şöyle tanımlıyor: Tekrarlayan şekilde ya da sürekli biçimde cinsel uyarılara cevabın olmaması veya yeterli vajinal kayganlığın devam ettirilememesidir. 1994 yılında Amerika'da yapılan Toplumsal Sağlık ve Sosyal Yaşam Araştırması'nda 3 bin 400 kadının yüzde 19'unda vajinal kuruluk şikayeti tespit edilmiş.Prof. Hattat, "Bu durum aslında fiziksel uyarılma eksikliğiyle değil, uyarılmanın kişisel algılanmasındaki bozuklukla alakalıdır' diyor. Çünkü cinsel uyarılma bozukluğu olan kadınlar genellikle cinsel ilişkiden tamamen uzak durmayı yeğlediklerinden, bu kadınlara sıklıkla cinsel istek azlığı tanısı konuluyor.Son yıllarda bazı araştırmacılar cinsel uyarılma bozukluğunun fiziksel bir bozukluğa, örneğin damarsal ve klitoral yetersizliğe bağlı olabileceği üzerinde duruyor. Damarsal kökenli cinsel fonksiyon bozuklukları, cinsel uyarılma bozukluğunun yanı sıra orgazm sorunu da yaratabiliyor.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.