Kaslarda gerilmeler ve kramplar, sersemleme, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk hissi, kadınlarda ağrılı adet, ellerde iğnelenme hissi, uyuşukluk, migren, gerilim tipi baş ağrısı, bulantı, kusma ve çarpıntı gibi belirtilerin Magnezyum eksikliğinin habercisi olabileceğini ifade eden uzmanlar, bunun çeşitli Sağlık sorunlarına davetiye çıkarabileceğini söyledi.

İnsan vücudu için hayati önem taşıyan minerallerden biri olan Magnezyum, enerji gerektiren tüm metabolik olayların yürütülmesinde başrol oynuyor. Uzmanların verdikleri bilgiye göre, magnezyum olmadan vücutta enerji dönüşümü gerçekleşmiyor, metabolik aktiviteler meydana gelmiyor. Vücudumuzda bir ön faktör gibi rol oynayarak 300’den fazla enzimatik reaksiyona giren magnezyum, kemiklerin güçlenmesini sağlıyor. Karbonhidrat metabolizmasında en temel görevleri üstlenen ve Canlıların yaşamında temel olan Proteinlerin yapımından sorumlu olan magnezyumun, yaşamsal organımız kalp üzerinde de olumlu etkileri bulunuyor. Aritmilerin ve kalp krizinin tedavisinde kullanılan magnezyum, kalp kasının kasılma şiddetini azaltıyor. Kalbin daha az enerji ve Oksijen kullanmasını sağlıyor, bir başka deyişle kalbin daha ekonomik çalışmasını sağlıyor. Magnezyum eksikliğinin insan yaşamında son derece önemli bir tehdit olduğunun altını çizen uzmanlar, günümüz koşullarında doğal yollar ile bu eksikliği gidermenin gittikçe zorlaştığını ifade ediyor.

Dünya Sağlık Teşkilatı’na göre, yetişkin bir kişinin günlük magnezyum ihtiyacı 300 mg. Ancak özellikle hamile kadınlar ve emziren annelerde magnezyum ihtiyacı yaklaşık 2 katına kadar çıkabiliyor. Uzmanlara göre, gebelik döneminde görülen krampların çözümü de magnezyum. Dolayısıyla, sağlıklı çocuk doğumunda ve gelişiminde magnezyum ihtiyacını göz ardı etmemek gerekiyor. Ayrıca, ileri yaşlarda, adet döneminde, düzenli fiziksel aktivite yapıldığında ve Magnezyumun vücuttan atılmasına neden olan ilaçların kullanımında da magnezyum gereksinimi artıyor.

Uzmanlara göre, kaslarda gerilmeler ve kramplar, sersemleme, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk hissi, kadınlarda ağrılı adet, ellerde iğnelenme hissi, uyuşukluk, migren, gerilim tipi baş ağrısı, bulantı, kusma ve çarpıntı gibi belirtiler magnezyum eksikliğinin habercisi olabiliyor.

Kimin ne kadar magnezyum ihtiyacı olduğuna gelince, uzmanların verdikleri bilgiye göre, yaş ilerledikçe magnezyum alımında azalma, atılımda ise artış görülebiliyor.Yaşlılığa eşlik eden Hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıklar, kişilerin yaptıkları diyetle birlikte daha az magnezyum almalarına yol açıyor. Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ise vücuttan daha fazla magnezyum atılmasına neden oluyor.Yaş ilerledikçe ortaya çıkan kemik erimesi (osteoporoz) riski, dışarıdan magnezyum takviyesi ihtiyacını doğuruyor. Uzmanlar, günlük magnezyum ihtiyacının, 65 yaş üstündekiler için 350 mg.’a kadar çıktığını bildiriyor.

Adet dönemi başlangıcında ve devamında alınan magnezyum takviyesinin adet sancılarını azalttığını belirten uzmanlar, hamileler ve emziren kadınların çoğunlukla beslenme yoluyla giderilemeyen bir magnezyum ihtiyacı olduğunu bildiriyor. Uzmanlara göre, hamileliğin sorunsuz geçmesi ve bebeğin sağlıklı gelişmesi için, annenin yeterli miktarda magnezyum alması son derece önemli.

Spor faaliyetleri sırasında kas etkinliğinin artışına bağlı olarak magnezyum tüketiminin de arttığını belirten uzmanlar, ayrıca terleme yoluyla çok fazla magnezyum kaybettikleri için sporcuların, krampların oluşmasını önlemek ve performanslarını arttırmak üzere magnezyum kaybını dengelemeleri gerektiğini bildiriyor.

Diyabetiklerin sık sık idrara çıktıkları için magnezyum kaybının daha fazla olduğunu bildiren uzmanlar, bu kişilerin düşük kalorili beslendikleri için artan magnezyum ihtiyaçlarının çoğu zaman karşılanamadığını açıklıyor. Uzmanların verdikleri bilgiye göre, diyabetiklerin, çarpıntı, titreme ve halsizliği önlemek için magnezyum takviyesi yapmaları gerekiyor. (iha)

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.