Uzmanlar, anne ve babalarının iletişim kurduğu çocukların daha mutlu olduğuna dikkat çekerek, “Daha mutlu bir çocuk yetiştirmek ve bununla birlikte daha mutlu bir Aile olabilmek ebeveynlerin elinde” diyor.
Psikolog Filiz Yakmaz, “mutlu aile mutlu çocuk” konulu seminerde, mutlu aile olabilmenin ve çocuk yetiştirmenin püf noktalarını açıkladı.
Çocukların gelişimleri boyunca giderilmesi gereken belli başlı ihtiyaçları olduğunu belirten Yakmaz, anne ve babaların bu ihtiyaçları ancak çocukları ile kuracakları güçlü iletişim sayesinde karşılayabileceklerini bildirdi.
Anne ve babalara çocuklarıyla konuşma tavsiyesinde bulunan Yakmaz, “Bazen öğretmenin çocuk ile ilgili olumsuz bir gözlemi ya da toplum içinde çocukların yaptığı rahatsız edici bir davranış, aileleri “biz nerede hata yaptık” sorusuna itebilir. Bu gibi durumlar her zaman karşılaşılabilecek tipik çocuk davranışlarıdır. Ailelerin unutmaması gereken en önemli nokta onların çocuk olduğu gerçeğidir. Eve geldiğinizde çocuğunuz ile oturup yaptığı davranışlar üzerine konuşmalı ve onların görüşlerini de alarak Sağlıklı bir iletişim ortamı hazırlamalısınız dedi.
Çocukların aileyi kendilerine model aldığını, ancak aileden güç ve destek alarak gelişebileceklerinin anlaşılması gerektiğini vurgulayan Yakmaz, İşte bu noktada hayat hem anne babalar hem de çocuklar için çok farklı olacaktır. Arzu ettikleriniz ile çocuğunuzun davranışları arasındaki farkı çocuğunuza fatura etmek yerine, kendi ebeveynlik tutumlarınızı gözden geçirebilirseniz asıl başarı sağlanmış olacaktır diye konuştu.
ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİ NELERDEN ETKİLENİR?Çocukların öz değerlerinin hayatın ilk yıllarından itibaren anne-baba ve çevrenin tutum ve davranışlarıyla geliştiğini vurgulayan Yakmaz, Çocuğun özgüveni, anne ve babanın birbirleriyle olan ilişkisinden, ailenin çocuğa gösterdiği sevgi biçiminden, anne babanın özgüven düzeyinden, özellikle de anne babanın çocuğa yönelik davranışlarından etkilenir. Bir çocuğun özgüveni gelişmiş bir birey olabilmesi ve kendine olumlu bir bakış açısı geliştirmesi için ebeveynler dışında yaşamındaki önemli yetişkinlerden de sevgi görebilmesi, onaylanması, sorumluluklarını öğrenebilmesi ve bunları yerine getirirken olumlu bir teşvik görmesi gerekir. Çocuğun kendine olan inancını yitirmesi, kendini değersiz, beceriksiz, işe yaramaz hissetmesi, karşılaştığı engellerle baş edebilecek gücü kendinde bulamaması olarak tanımlanan öz güven eksikliği 4 şekilde açığa çıkar” şeklinde konuştu.
Anne babaları memnun etmenin çocuklar için zor olduğunu, çocuk çırpınıp çabaladıkça anne babanın daha fazlasını istediğini, zamanla çocuğun aşırı kaygı, stres, tedirginlik, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamaya başladığını, anne babadaki mükemmeliyetçiliğin sadece çocuğa yönelik olarak değil, tüm aile yaşantısında da kendini gösterdiğini anlatan Yakmaz, “Aile içinde uygulanan iletişim yöntemleri ve aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkileri çocukların özgüven gelişimlerinde en belirleyici unsurdur. Özgüven, kendini ifade edebilme becerisi ile yakından ilgilidir.
Çocuk, sorunlarını paylaşmayı yada paylaşmamayı, başkasının ardından konuşmayı ya da konuşmamayı, birilerine bağırmayı ve buna benzer tüm iletişim biçimlerini aileden alır. Çocukların kendilerini ve yaşamlarını kontrol edebilme becerisi geliştirmelerinde en önemli model anne- babadır şeklinde konuştu.
Psikolog Filiz Yakmaz son olarak anne-babalar için çocuğun özgüvenini arttırma konusunda önemli olan noktaları şu başlıklar altında sıraladı:
Çocuklar anne ve babaları ile olan ilişkilerinin etkilerini uzun yıllar hatta yaşamları boyunca taşırlar.Anne ve babanın tutumu çocuğun özgüveninin gelişimi açısından çok önemlidir.Çocuklar anne, baba ve öğretmenlerinin gözündeki değerleriyle kendilerini görürler.Çocuğa değer veren bir ilişki tarzı onun kendine olan güvenini arttırır.Okulda öğrenme zorluğu yaşayan çocukların çoğunda özgüven sorunu vardır.Çocuk başaramayacağından o kadar korkmaktadır ki denemeye cesaret edemez.Özgüven sorunu çocukta uyum ve davranış bozukluklarına yol açar.Anne-baba ve öğretmenler özgüven sorunu yaşayan öğrencileri yapabildikleri ile değerlendirmeli ve yapıcı yaklaşmalıdır.(iha)