Erkeklerin çoğunun çok seyrek de olsa, en olmayacak zamanda yaşadığı rahatsız edici bir sertleşememe deneyimi vardır; bu genellikle yorgunluğa, alkole ve yeni bir eşi etkileme endişesine yorulur.Bununla birlikte İngiltere’de beş milyona yakın erkeğin sürekli sertleşme sorunu yaşadığı tahmin ediliyor. Bazı araştırmalar da erkeklerin yaklaşık %7’sinin yaşamlarının şu ya da bu döneminde sertleşme konusunda ciddi sorunlar yaşayacağını gösteriyor.Ne yazık ki bu veriler, tedaviyle başarılı sonuç alınabilmesine karşın, sorunu olan kişilerin yalnızca %10’unun tedavi için başvurduğunu da gösteriyor.Erkeklerin çoğu doktora başvurmaktansa sorunu görmemeyi ya da reddetmeyi tercih ederek mutluluklarını ve sağlam bir ilişkiyi tehlikeye atabiliyor. Sertleşme sorunu olan erkek kendini çok yetersiz, tam bir erkek değilmiş gibi hissedebilir ve eşiyle cinsel temastan kaçınabilir. Bu durum eşine de zarar verebilir; o da kendisini çaresiz ve reddedilmiş hissedebilir ya da erkeğin bir başka ilişkisi olduğunu düşünebilir.Sürekli sertleşme (ereksiyon) sorunlarına modern tıpta “erektil işlev bozukluğu’ adı verilir. Bu terim, hala yaygın bir biçimde kullanılan, oysa zayıflığa ya da yeterince erkeksi olmamaya atıfta bulunduğu için yanlış bir terim olan “iktidarsızlık’ ya da “güçsüzlük’ teriminin yerini alıyor.Erektil işlev bozukluğu mastürbasyonla sertleşme sağlayıp orgazma ulaşabilirken cinsel ilişkide bunu başaramamaktan, nasıl uyarılırsa uyarılsın sertleşmenin hiç gerçekleşmemesine kadar değişen çok farklı boyutlarda yaşanabilir.Günümüzde uzmanlar vakaların yaklaşık %70’inde fiziksel bir neden olduğuna, geri kalan bölümde ise sorunun ruhsal durumla ilgili (psikolojik) olduğuna inanıyor.Her iki nedene yönelik başarılı tedavi olanakları vardır. Erkek her hangi bir anda, örneğin uykuda ya da sabah uyandığı zaman sertleşme yaşamaya devam ediyorsa, sorunu neredeyse kesinlikle psikolojiktir.