Bazı kadınlar en ufak bir eleştiride bile anında demoralize olurken, bazı kadınlar nasıl oluyor da her durumda kuyruğu dik tutmayı başarabiliyor? Eğer siz de demoralize takımındansanız, kendine güveni olmayan kadınlardansanız işte kurtuluşunuzun ayrıntıları…Hayatta her kapıyı açan en büyük Anahtar kendine güvenmektir… Başarının sırrı, mutluluğun çatısı! ve ne yazık ki, herkeste bulunmuyor. Hazır bir reçetesi yok. Bakkallarda marketlerde de satılmıyor. Satılıyor olsa alır mıydınız? Daha açık sormak gerekirse, siz kendinize güveniyor musunuz? Zor bir soru oldu biliyoruz. İnsan kendine güvenip güvenmediğinden emin olamıyor kimi zaman. . . Sanki duruma ve şartlara göre değişiyor gibi geliyor. Oysa güven ya vardır, ya da yoktur! O halde, en iyisi önce size mini bir test yapalım, durumu anlamanıza yardımcı olalım!Akıllısınız, güzelsiniz, eviniz, kariyeriniz, eşiniz, çocuğunuz, kısaca her şeyiniz var… Ancak bir Gün, olumsuz bir olayla karşılaştınız. Yanlış bir şey yaptınız, olmayacak bir hata… Söylememeniz gereken bir şey söylediniz. İşleri yetiştiremediniz. Patronunuz bu işin altından kalkamadığınızı ima etti. Eşinize asılan kadın, içinizdeki yeşil gözlü canavarı uyandırdı, kızılca kıyamet koptu. Peki, bu gibi bir durumda iç sesiniz ne dedi?”Tanrım, ne kadar da sersemim'”Her zaman aptalca şeyler söylüyorum'”Hiçbir şeyi zamanında bitiremem'”O benden çok daha başarılı'”Kimse beni sevmiyor'”Bugün çirkin hissediyorum, ben zaten çirkinim’Eğer bu gibi cümleler sık sık aklınızdan geçiyorsa, güveninizin limitlerini biraz zorlamanız gerektiği muhakkak! Hemen harekete geçin ve bu cümleleri olumluya çevirin.”Ben değerliyim, bu seferlik böyle olsun'”Herkes hata yapabilir, ben kendime güveniyorum'”Kendim olmayı seviyorum'”Yaptığım her şey benim seçimim'”Elimden gelenin en iyisini yaparım’Güveninizi nasıl kazanacağınızı yazının başından anlattık! Ancak elbette bir anda değişmek mümkün olmuyor, olamıyor. Kendinize olan güvenizi sağlayabilmek için, çocukluğunuza kadar dönmeniz gerekecek.Evet, anlayacağınız bu yazı bir nevi terapi niteliğinde geçecek!Önce öz saygı gerekİşyerinde “toplantı var’ dediklerinde eliniz ayağınız birbirine mi dolanıyor? Ya da sevgilinizin en yakın kız arkadaşının bir top modele benzemesi sizin kendinize olan güveninizden mi çalıyor? Kendine güvenen biri olmak için, her şeyden Önce tamamlayıcı kavramları bir araya getirmeliyiz. Kendine güven duyan insan nasıl bir İnsandır, önce bunu irdelemeliyiz. Başkalarını eleştiren ama eleştirileri takmayan, lafını esirgemeyen, dobra, kibirli bir arkadaşımızı belki özgüveni yüksek biri olarak görüyor olabiliriz, ama çevremizde her başı dik gezen kişinin kendine güvenen biri olduğunu söylemek oldukça güç! Belki de o kişinin tüm sorunu, kendine güvenmeyen, kompleksli biri olması. . . Evet, bu da muhtemel! Çünkü kendine güven duyan insanlar, hayatta çok daha farklı bir duruş sergiliyor. Kendine güven; öncelikle hayatta yaşanılan olaylarla baş edebilmek anlamına geliyor. Hayata karşı yapıcı ve olumlu bir bakış açısını ve kendi gücüne inanmayı gerektiriyor. Birinin sizi onaylaması karşısında gözlerinizin mutluluktan ışıldaması değildir özgüven sahibi olmak… Kendinize olan öz saygınızla gelişir her şeyden önce… Bu yüzden, kendine güven konusunda üzerinde en çok durulması gereken şey özsaygı! Öz saygı, kişinin kendini tanıması, kendini ve sınırlarını olduğu gibi kabul etmesi ve bundan hoşnut olmasıyla ilgilidir. Öz saygı, kişinin kendisiyle barışıklığından beslenir. Yaşam Koçu Yasemin Sungur; “Kişinin kendisini tanıması (öz saygı), değer vermesi (öz değer), kendini kontrol edebilmesi (öz denetim) ve etkin yönetmesi (öz disiplin) kişiyi yaşamda mutlu, huzurlu kılar’ diyor.Kendine güven duyan insanları sadece “özgüven’ ve “başarı’ kelimeleri ile anlatmak işte bu yüzden eksiktir. “Her zaman başarılıdır’ tanımı yerine, “Ne istediğini bilir, kendisine ve çevresine saygısı ve sevgisi vardır, yaşadığı olumsuzluklara rağmen ayakta kalır, kendisine ve çevresine saygı ve sevgisini yitirmez’ tanımları daha uygundur.Anne, sen ne yaptın?Peki, nasıl oluyor da bazı insanların özgüveni fazlayken diğerlerinin kendine olan güveni diplerde geziyor? Kendinize güven duymama nedenini siz belki de oluşunuza, yapınıza bağlıyorsunuz; ancak tüm suçlunun anne-babanız olduğunu biliyor musunuz? Uzmanlara göre, güvenin yapılandırılmasında kırılma noktası çocukluğa dayanıyor! Çünkü temel güven duygusu, yaşamın ilk yıllarında atılıyor. Güvenin nasıl oluştuğuna dair en önemli hipotez, kişinin çocukluk çağında anne-babası veya öncelikli bakıcısı olan kişiyle kurduğu bağ ve ilişkiyle ilgili olduğu… Yaşamın başında doyurulmamış kişinin sahip olacağı güvensizlik duygusunun, ilerleyen yıllarda giderilmesi sanıldığı gibi kolay da olmuyor. Temel güven duygusu ile ilgili sorun yaşayan kişiler, bu İzleri yaşamlarının ilerleyen yıllarında da sergiliyor. Ebeveyn ve yakın çevremizin, çocukluğumuzda bize olan tutumuna göre hayata karşı güvenli, ikircikli veya kaçınan bir tutum sergilemeye başlıyoruz. Psikolog Aslı Akkan, “Bu dönemde çocuğa verilen sevgi, şefkat ve ilgi ne kadar koşulsuz olursa, çocuk hayatta o kadar özgüven sahibi olacaktır’ diyor. Yani çocuklara “Şunu yaptığın/yapabildiğin için seni seviyorum’ dememek gerekiyor!Eğer siz de çocuk sahibiyseniz, bu konuya ayrıca eğilmelisiniz. Kız, erkek fark etmez, onun üzerinde aşırı kontrol kurmamak, her yaşta kendini ifade etmesini sağlayabilmek, “Sen yaramaz bir çocuksun’ yerine “Yaramazlık yapmandan hoşlanmıyorum ama seni seviyorum’ demek, eksik olduğunu düşündürmemek, her zaman desteklemek ve yeterlilik duygusunun oluşmasına yardımcı olmak gerçekten çok önemli! İşte bu yüzden, Yaşam ve Kariyer Koçu Yasemin Sungur’a göre bir anne-babanın hayattaki en önemli görevi, çocuğunu kendine güvenen biri olarak yetiştirmek!Kırılan güven, güven değilBazen kendimize sorarız “Ben hemen demoralize oluyorum, başkaları neden olmuyor’ ya da “Ben eskiden böyle değildim, niye şimdi böyle oluyor’ diye… Nedeni basit; kendimize özgüvenimizin olmaması! Uzman Psikolog Aslı Akkan, kendine güveni olan kişinin özgüveninin yavaş yavaş yok olması gibi bir durumun söz konusu olmadığı görüşünde. “Çocukluk çağı travmaları ve kayıpları özgüvenin oluşmasını doğrudan etkiler. Ancak belli bir güvenle yetiştirilmiş ve özgüven duygusuyla ilgili sorunları olmayan bireylerin daha sonradan kırılganlaşmaları çok sık rastlanan bir durum değil. Bireyin özgüveni ‘o anlık’ durumundan bağımsızdır. Ya oluşmuştur ya da oluşmamış. En ufak bir olayda güveni kırılan kişiler ikinci gruptadırlar. Onlar her zaman kendiliklerini ve durumu sorgular. Varsayımları hep Negatif ve karamsarlık üzerinden olacaktır. Bu tarz kişilerin ‘meli/malı’ kalıpları üzerinden yaşadıkları ve sürekli ‘olması/yapılması/başarılması’ gereken bir şeyin arayışı içinde oldukları söylenebilir. Özgüveni sağlam birisi de belli travmalar, başarısızlıklar ve kayıplardan etkilenir etkilenmesine, ancak bu, güvensiz kişide olacak yıkım kadar olmaz.’Aşırısı da zararlıKimi güvensizlik sorunu yaşarken, kimi de “En iyi benim, herkesten mükemmelim, benden iyisi yok’ modunda gezebiliyor! Ve güvensizlik nasıl büyük bir sorun ise, şişirilmiş bir ego da patlamaya hazır bir bomba gibi insanı korkutabiliyor. Çünkü narsist olarak adlandırılan bu kişiler, sürekli kendilerini över, onay/alkış/övgü bekler ve çok güvenli imajı verirler; oysaki bunun altında çoğu zaman gizlemeye çalıştıkları bir kırılganlık vardır. Yani güvenin niteliği, uzmanların belirttiği şekilde değildir. Zaten, gerçek anlamda kendine güvenin, aşırısı da olmazmış, öyle diyorlar… Özgüven, mümkün olduğunca gerçekçi değerlendirmeler içerisinde tutulduğu zaman Özgüvendir deniyor!Psikiyatri Uzmanı Dr. Zafer Atasoy, kabarmış güvenin kişiyi daha kolay yanılttığım söylüyor. “Aşırı güven, kişinin daha kolay yanılmasına ve buna bağlı olarak zarar görmeşine yol açar. Kişinin güven duygusuna ne denli tevazu ve alçak gönüllülük, sabırlı olmak eklenirse, kişi o denli huzurlu olacaktır. Aşırı güvenin altında bilgisizlik olabilir; cahil cesaretinden söz etmek bu tür durumlarda söz konusu olacaktır!’Kendine güvenen insan kimdir?Kendine güvenen insanların özelliklerini öğrenerek kendinizi tartabilir, ayrıca çevrenizde kim kendine güveniyor, kim rol yapıyor anlayabilirsiniz!- Konuşurken doğrudan göz iletişimi kurar.- Beden durusu diktir, jest ve mimiklerini kullanır.- Sesi işitilir ve acıktır, düzgün ve akıcı bir konuşması vardır.- Olumlu düşünür, yapıcıdır.- Sürekli iletişim içindedir, eleştiriye acıktır, etkilidir.- Alçak gönüllüdür, doğal ve içtendir.- Duygusal zekası gelişmiştir, esnek ve uyumludur.- Sürekli öğrenir ve değişime acıktır.- Risk alır, elinden gelenin en iyisini yapar.- Sorumluluk alır, cesaretlidir, yeniliğe acıktır.- Kararlıdır {inatçı değil), dengeli ve ölçülüdür.- Endişe duyarak kendini sabote etmez.- Ahlaki ilkeleri vardır ve adildir.- Açık, samimi, dürüst ve doğrudandır.- Gerektiği yerde kendini över (başkalarını küçümsemez ve suçlamaz).- Başkalarının olumlu yönlerini de görür ve İfade eder.- İşbirliği yapmayı bilir, kendi haklarını korur, başkalarının hak ve duygularını da hesaba katar.Sosyal destek önemliKendine güven duymanın sırrı “güçlü olmak ve gücün farkında olmak’tır aslında! Ve güven duygusu sarsılmış, eksilmiş kişinin, Öncelikle güven duygusunun yenilenmesi için güçlenmesi gerekir. Dr. Zafer Atasoy; “Zedelenmiş güven için emek vererek yeni beceriler kazanmak ve başarılı olduğunu görmek, özgüvenin yeniden kazanılmasına yol açar. Bu süreç boyunca çevreden destek almak güvenin yerine gelmesinde geçirilen süreyi kısaltacağı gibi, zedelenme derecesini de azaltır. Sosyal destek de alınabilir. Karşılaşılan ruhsal örseleyici durumlar karşısında alınan yardım özgüven için değerlidir’ diyerek, yapılabilecekleri sıralıyor.Psikolog Aslı Akkan’ın önerisi İse, özgüveni etkileyebilecek negatif varsayımlar ve bilişsel süreçlerden mümkün olduğunca uzak durmak! “Bu süreçte alınabiliyorsa bir uzman desteği iyi olacaktır. Bilişsel süreçleri sınayıp değiştirmeye çalışırken, danışanlarıma Psikiyatrisi Dr. David Burns’un ‘İyi Hissetmek’ kitabını öneriyorum. Özgüven sorunu yaşayan kişilere de bu kitabı öneririm!’Elinizden gelenin en iyisini yapınYasemin Sungur; kişinin mutlu, etkili ve sevgiyle hayatını yaşayabilmesi, özgüveninin gelişmesi için, kendi duygularının bütünüyle farkında olması ve elinden gelenin en iyisini yapması gerektiği görüşünde. Peki, elimizden gelenin en iyisini yapmayı nasıl becereceğiz? İşte önerileri…- Ailenizle, arkadaşlarınızla hissettiklerinizi açık paylaşacağınız ilişkiler kurun.- Sizi önemseyen ve yargılamadan dinleyecek kişilerden yardım ve destek isteyin.- Kendinizi keşfetmek için zaman ayırın.- Sorular sorun kendinize. Yeniden değerlendirin düşüncelerinizi, duygularınızı tanımlayın.- Farklı olaylara, yeni deneyimlere açık olun.- Yaşadıklarınızı, zorluk, aşılamaz problemler olarak görmeyin,- Değişim hayatımızın bir parçasıdır. Kabul edin. Değiştiremeyeceğiniz durumları kabul edin, değiştirebileceğini/ durumlara yoğunlaşın.- Karşılaştığınız problemler ve stresli durumlarda başka insanlar ne yapıyor gözlem yapın, araştırın öyle adım atın.- Problem çözme becerilerinize ve bu konudaki içgüdülerinize güvenin.- Yaşanılan olaylar ne kadar üzücü olursa olsun, uzun vadedeki etkilerim göz Önünde bulundurmaya çalışın.- Korku ve kaygılarınızı neden ve nasıl soruları ile açın, düşündüklerinizi yazın.- Kaygılanmak yerine, olmasını istediğiniz şeyleri gözünüzde canlandırın.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.