Amerika da 70 kadından l inde yumurtalık kanseri görülmektedir. Bu hastalık ölümcül olabilir, ilk safhalarında pek dikkati çekecek bulgu vermez ve genellikle rutin alt karın muayenesi sırasında fark edilir. Erken teşhis edilmezse, sonunda ağrılı bir hale gelir ve tümörün salgıladığı Sıvı karnın şişmesine neden olabilir. Yüzde 70-80 vakada hastalık, bu ilerlemiş safhada teşhis edilir.
Tanım Yumurtalık kanseri uzun dönem belirtisiz olarak seyrettiğinden , ileri evrede tanı konulan ve en çok ölüme neden olan jinekolojik kanserdir. Tedavi ve tanı yöntemlerindeki tüm ilerlemelere rağmen halen seyri en kötü olan jinekolojik kanserde gene yumurtalık kanseridir. 5 yıllık sağ kalım % 50 ‘ nin altındadır. İşte tüm bu veriler yumurtalık kanserinin jinekolog onkologlarca değerlendirilip tedavi edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Hastalığın Görülme Sıklığı Kadınlarda ölüm nedenleri arasında beşinci sırada yumurtalık kanseri yer alır. Tüm diğer jinekolojik kanserlerle kıyaslandığında jinekolojik kanserlerden ölüm sebepleri arasında birinci sırada yumurtalık kanseri gelir. Yumurtalık kanseri sıklığı 70 yaş üzerinde en yüksektir, 40 yaşından önce nadir olarak görülür. 65-75 yaş aralığında sıklığı artmış olarak bulunur. Genel olarak incelendiğinde gelişmiş ülkelerde yumurtalık kanseri daha sık olarak saptanmıştır. Tedavideki tüm ilerlemelere rağmen beş yıllık sağ-kalım oranı %40 ‘ ın altındadır. Yumurtalık kanseri % 70 olarak tanı konulduğunda , bölgesel ve uzak yayılımını tamamladıktan sonra yakalanmıştır.
Risk Faktörleri •İleri yaş •Ailesel yumurtalık kanseri öyküsü ve kalıtsal bir takım genetik yatkınlık sendromları •Kısırlık •Hiç doğum yapmamış olma •Geç menopoz yaşı •Erken adet görme yaşı
Süt verme , çok sayıda doğum yapmış olanlar , doğum kontrol hapı kullanımı , rahimi herhangi bir nedenle çıkarılanlarda yumurtalık kanserine yakalanma olasılığı azalmış olarak kabul edilir.
Klinik değerlendirme Ve Tanısal Yaklaşım Yumurtalık kanseri erken evrede belirtisizdir. Hastalık ilerledikçe hastalığa özgü bir takım belirti ve bulgular oluşmaya başlar. Hastalarda yumurtalıktaki kitlenin büyüklüğü ile orantılı çevre dokulara bası ile oluşan karında gerginlik , Gaz sancısı ve karında dolgunluk hissi % 70 ‘inde varolan başlıca yakınmalardır. Ayrıca karın ağrısı , bel ağrısı , kabızlık ve idrar yolu şikayetleride daha az sıklıkta rastlanılan belirtilerdir. Hastalık ilerledikçe ve yumurtalıktaki kitle büyüdükçe bu şikayetlerin şiddetide ilerler , karında ve akciğer zarları arasında sıvı birikir. Bu da karındaki rahatsızlık hissinin artışının yanı sıra nefes darlığı gibi solunum sistemine ait şikayetlerinde tabloya eklenmesine neden olur. Başlangıçtan itibaren sindirim sistemine ait şikayet ve bulgular varsa sindirim sistemine ait bir tümörün yumurtalığa yayılımı klinisyence akıldan çıkarılmaması gereken bir olasılıktır. Jinekolojik muayenede yumurtalıkta kitle ele gelen hastalarda sırasıyla ultrasonografi , Tomografi , MR gibi görüntüleme tetkiklerinin yanısıra , sindirim sistemine ait tümörlerin tanısına yönelik kolonoskopi ve gastroskopi planlanmalıdır. Yumurtalık kitlelerinde kapalı cerrahi ile değerlendirme yapılabilir ancak bu yöntemde tıpkı eksik cerrahi girişimde de olduğu gibi tümör hücrelerinin saçılarak yayılması olasılığı varolduğundan dikkatli olunmalıdır.
Tümör belirteçleri kanda ölçülerek yumurtalık kanserinde sıklıkla tanısal amaçla kullanılan bir veridir. Ancak unutulmaması gereken bu tümör belirteçleri tümör olmadanda yüksek olarak saptanabilir , ve de kan seviyelerinin hastalığın ilerleme hızıyla ilişkisinin olmadığıdır. Tedavi sonrası izlemde ve nüks halinde bu tümör belirteçleri önemli bilgiler verir.
Belirtiler •Başlangıçta genellikle hiçbir belirti yoktur; •Karnında hafif rahatsızlık ve hafif hazımsızlık; •şişkin karın ve karnın altında ağrı (hastalığın son safhasında)
Yumurtalık kanseri genellikle menopozdan sonra gelişir. Hiç hamile kalmamış veya hamile kalmak konusunda sorunları olmuş kadınların yumurtalık kanserine yakalanmaları olasılığı daha fazladır. Tersine, çok çocuğunuz olmuşsa veya doğum kontrol hapı kullanmışsanız bu olasılık daha azdır. Ancak her iki durumda da yıllık alt karın muayenesi çok önemlidir. Çünkü erken teşhis ve tedavi çok daha fazla iyileşme şansı sağlar.
Teşhis Alt karın muayenesinde yumurtalıklarda bir kitle fark edilirse, doktor birtakım testler ister. Karın içinin durumunu anlamak için ultrasonografi, (yumurtalık kisti baskı yaparak şekillerini bozacağı için) kolon, böbrekler ve üreterlerin (böbrekleri mesaneye bağlayan kanallar) röntgen filmleri, yumurtalıkların durumunu görebilmek için (doktorun karında bir kesik yapıp içeriye bir Alet sokarak yaptığı) laparoskopi gerekebilir. Doktor laparoskopi sırasında tümörden (habis olup olmadığını anlamanın tek yolu) küçük bir parça alabilir. Yumurtalık tümörlerinin dörtte üçü habis değildir.
Yumurtalık kanseri erken teşhis edilirse 5 yıl sağ kalma şansı yüzde 60-80 dir. Bu Kanser türü erken dönemde teşhis edilemediği için tamamıyla iyileşme oranı yüzde 30-40 dır. Her şeye karşın günümüzde geniş çaplı bir Ameliyat ve Kemoterapi ile ilerlemiş vakalarda da kadınlar çok daha uzun yaşayabilmektedirler.
Tedavi Ameliyat Eğer tümör erken teşhis edilmişse ve hasta çocuk doğurmak isteyen genç bir kadınsa, sadece bir tümörün olduğu yumurtalık ve onun fallop tüpü alınır. Ancak en sık görülen tümör her iki yumurtalıkta da ortaya çıkar. Durum böyleyse veya hastalık yayılmaya başlamışsa; doktor yumurtalıkları, rahmi, fallop tüplerini, yakındaki lenf düğümlerini ve yumurtalık kanseri genellikle omentuma sıçradığj için omentumu (bağırsakları örten zar) alır. Operatör bunlardan başka kanser hücreleri aramak üzere karnın içindeki birçok yerden doku örnekleri ve karın sıvısı örneği alır.
Yumurtalık kanserinde hastalığın yayılma derecesi yani evresi cerrahi sonrasında belirlenir. Cerrahi olarak batın içi sıvı alımı ,yumurtalıklar , rahim , lenf nodları ve appendiks , gibi organlar çıkarılır bunlar tümör yayılımı açısından incelendikten, hastalığın yayılımı hakkında bilgi sahibi olunduktan sonra , tedavinin devamı hakkında karar verilebilir. Dolasıyla bu bilgi ışığında , yumurtalık kanserinde tedavinin birincil şeklini ve devamını belirleyen cerrahidir. Cerrahi sonrası çıkartılan yumurtalıkta sınırlı tümöral oluşum mevcut ise ek tedaviye gerek yoktur burada hasta tümör belirteçleri periyodik aralıklarla ölçülerek takip edilirler. Daha ileri evre yumurtalık kanserlerinde çıkarılabilir tüm tümöral dokular çıkarıldıktan sonra hasta kemoterapiye yönlendirilir. Kemoterapisi tamamlanan hasta ikinci kez opere edilerek biyopsiler alınarak hastalık hakkında bilgi sahibi olunur ve de karın zarları arasına port yerleştirilerek hastaya bölgesel kemoterapi alma olanağı tanınmış olur. Bazı ileri evre yumurtalık kanseri olgularında ise önce kemoterapi yapılarak kitle çıkarılabilir hale getirilir ,daha sonrasında ise cerrahi tedavi ile hastalık tedavi edilmeye çalışılır.
Radyasyon Ameliyatı genellikle radyoterapi veya kemoterapi izler. Doktor tümörün hepsini çıkaramamışsa, radyoterapi bunu küçülterek kemoterapiye daha fazla şans tanır.
Kemoterapi Onkolog (kanser uzmanı) birçok ilacı bir arada kullanarak tedavi uygular. Kemoterapiden sonra genellikle tümör küçülür. Ancak 12-18 Ay sonra, hastalık ilaçlara bir direnç geliştirdiği için yeniden büyümeye başlar. Bu durumda ikinci kemoterapi uygulamasında başka bir ilaç bileşimi kullanılır.